En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
5 Aralık 2009

Din istismarı ile vatan nasıl satılır?



Tayyip Erdoğan, ABD’deki basın toplantısında “demokratik açılım”la ilgili soruya, “Bu sadece Kürt kökenli vatandaşların sorunlarını kapsayan bir açılım değil. Başta terör sorunu olmak üzere.. Şu anda Alevi çalıştayları yapıyoruz, aynı şekilde Ermenistan’la ilişkilerimiz bu konunun içinde, azınlıklarla ilgili konular bunun içinde. İşsizlik bunun içinde”diye cevap vermişti.
Açılım politikalarının toplumu gerdiği hatta birbirine düşürmeye başladığı anlaşıldı. AKP baş aşağı gitmeye başladı. Öyle ki MHP’yi hamaset yapmakla suçlayan Erdoğan, Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiirine sarılmak zorunda kaldı. Yardımcısı Bülent Arınç ise “Biz vatan haini değiliz. Biz de vatansever bir partiyiz” savunması yapıyor!
Neden acaba! Din istismarı ile vatanın bile satılabileceği anlaşıldı da ondan mı?
Bakınız din istismarı ile vatan nasıl satılır:
Nurten Arslan, Atatürk’ün hayatını “biyografik roman” tarzında yazmak gibi büyük bir işe girişti. Cilt cilt “Küçük Anılarda Büyük Sırlar”ı yazıyor. Genelkurmay Başkanlığı bu kitabı desteklemelidir. Nurten Arslan, eserinde din istismarına tarihi bir örnek veriyor:

* * *

Denizler korsanı sömürgeci İngiliz, çöl korsanlığında da harikalar yaratıyordu.
İslam’ı çok iyi araştıran İngiliz strateji uzmanları yeni İslam tarikatları üretmeye başladı.
“Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır”  gibi şeytanca bir slogan uydurdular.
İnsanlar, şeytanın mürşitliğinden korunmak için İngilizlerin kurduğu tarikatlara koştu.
Fakat İngilizlerin bu tarikatların üzerinde bir güce ihtiyaçları vardı.
Kimsenin hayır diyemeyeceği bir güç!
İngiliz ajanlar, Büyük Britanya’daki tüm senaryo yazarlarını toplayıp onlara amaçlarını ve politikalarını anlattı. Arapların karakteri hakkında ayrıntılı bilgi verdiler.
İngiliz senaristler dört sahnelik bir senaryo ile işi bitirdi.  İngilizlerin uydurduğu rivayete göre, tam altı yüz yıl evvel yaşamış Arap bilgini Muhiddini Arabi, büyük bir kehanette bulunmuştur. Bu kehanete göre, “Çöle tatlı su aktığı zaman yeni bir nebi gelecek ve Araplar hürriyete kavuşacaktır.”
Senaryo adım adım sahneye konulur.
Önce Muhiddini Arabi’nin Nil’den çöle su geleceğini söylediği, bir ay kadar işlenir. Rivayet Muhittin Arabi’ye ait gibi gösterilince, hemen herkes inanır.
Bir süre sonra İngiliz ajanlar, “Nil’den çöle su geldiğinde, yeni bir peygamberin geleceğini” yaymaya başlar.
Üçüncü adımda Arabi’nin “Nil’den çöle su geldiğinde, yeni bir peygamber gelecek ve Arapları hürriyetine kavuşturacaktır” dediği işlenmeye başlanır.
Bu arada İngiliz ajanlar, İngiliz komutan Allenby’nin adını çarşıda pazarda sık sık  “El nebi” veya “En Nebi” diye telaffuz eder!
Derken, İngilizler bir bahaneyle Arap şeyhlerinden bir grubu Sina’ya götürür ve borularla Nil’den gelen suyu gösterir. Boruların bir ucu çölde, diğer ucu Nil’dedir! Araplar sonunda Allenby’nin, Muhiddini Arabi’nin bahsettiği nebi, yani peygamber olduğunu kabul eder.
Kur-an’ı Kerim’in Hz. Muhammed’i son peygamber ilan ettiğini düşünmezler bile. Artık onların yeni peygamberi İngiliz komutan Allenby’dir! Yeni peygamber Allenby, hemen “Cihad-ı Mukaddes” ilan eder. Araplara; “Allah ve Hz. Muhammed aşkına”, çölleri karış karış savunmaya çalışan Türk birliklerine  “hücum”  emrini verir.
Cepleri altınla doldurulmuş Araplar, yeni din ve yeni peygamber aşkına binlerce Türk’ün kanına girer. İngilizlerin yazdığı senaryo, Osmanlı devletini kökünden sarsar.
Sonunda Allenby, hedefine ulaşır ve Kudüs’e girer! Allenby, Kudüs’e girdiği zaman,  “Bugün Haçlı Seferi’ni tamamladım” der!

* * *


Bize göre, açılımlar da Haçlı Seferidir!



Bu yazı 986 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,824 µs