En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
5 Aralık 2009

Erdoğan'ın savunduğu CFR statükosu!



Tayyip Erdoğan, bir çırpıda bu kadar istismarı nasıl yapabiliyor acaba? İşte örnekleri:
“-Statükonun devam etmesi demek, daha fazla şehit demektir, daha fazla ölüm demektir, daha fazla kan ve daha fazla yüreği parçalanmış anne demektir. Açık söylüyorum ‘statüko devam etsin’ demek, ölümlere, çatışmalara, yıkıma, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe ortak olmak demektir. Ne diyorlar ‘bırakın anneler ağlasın’, bunu demek vicdansızlıktır.
- ‘Evladı Kerbelayız, bu hatadır, günahtır, zulumdür, ayıptır’ diyenlere yapılan Kerbela muamelesini onaylar şekilde Meclis kürsüsüne taşımak, millet sevgisiyle insan sevgisiyle nasıl bağdaşır?.
-Merhum Alparslan Türkeş’in hoşgörülü yapıcı birleştirici tutumu hatırlatıldığında, Sayın Bahçeli öfkeleniyor, hop oturuyor hop kalkıyor. Merhum Alparslan Türkeş’in meseleye ilişkin yıllar önce dile getirdiği tespitler, bugün mirasçılarının tutum ve davranışlarından fersah fersah ileridedir, özgürlükçüdür, açılımcıdır.”


* * *


Erdoğan’ın “statüko” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi, Anayasa’nın başlangıç ilkeleri ile ilk dört maddesidir. Bunları hedef almak, parti kapatma davasına sebep olacak suç olduğu için Erdoğan, “statüko” dediği bir kavrama saldırıyor.
Bir statüko biterse, yerine yeni bir statüko gelir. Peki Erdoğan’ın savunduğu statüko nedir?
Erdoğan, sekiz yıl önce, kendisine ABD’den CFR kaynaklı olarak gönderilen bir belgeyi parti programı haline getirmiştir. Yani partisinin felsefesini CFR denilen, dünyayı yönetmeye soyunmuş bir grup belirlemiştir. Orada, yerel yönetimlere özerklik şartı getirilmiş, Erdoğan da kabul etmiştir.
Tam sekiz yıldır Erdoğan, belgesiyle ispat ettiğim bu durum karşısında en küçük bir açıklama yapamamıştır.
Felsefesini CFR’nin çizdiği bir siyasi partiye, ben güvenmiyorum. Halk oy veriyor ama bu gerçekleri bilmediği için!


* * *



“Bırakın anneler ağlasın” diyen kimse de yok. Sadece, “Anneler ağlamasın diye Türkiye Cumhuriyeti PKK’ya teslim mi olacak?” diye soruluyor.
“Evladı Kerbelayız” diyen, Dersim isyanını başlatan Seyit Rıza idi. İdamından önce böyle demişti. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ise bugün devlete isyan etmiş ve idam edilmiş bir kişiyi savunuyor. Suçu ve suçluyu övüyor.
Alparslan Türkeş’e gelince; Türkeş, ikili ilişkilerde çok kibar bir insandı. Fakat PKK terörü karşısındaki tutumuna sadece biz değil bütün Türk halkı tanıktır. Türkeş, 32. Gün programında, Orhan Doğan’a, “Teslim mi olalım? Unutmayın, biz bu ülke için gerekirse kan da dökeriz”  demiş, telefonla bağlanan Talabani’yi de Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet etmemeleri için uyarmıştı.


* * *



Erdoğan, “Sıkıştıkları her yerde Atatürk’ün arkasına saklanıyorlar” diyor.
AKP iktidarı döneminde Atatürk’ün bütün ilkeleri çiğnenmiştir. Dolayısıyla devletin bağımsızlığını korumak isteyen herkes, Atatürk’e sarılmak zorundadır.
Erdoğan’ın sadece, “Eğer 81 vilayette halkınla kucaklaşamıyorsan, halkınla bütünleşemiyorsan, ‘Ben Türkiye’nin partisiyim’ diyemezsin”  derken doğruyu söylüyor. Diğer siyasi partiler, bu konuda işe yarar bir yaklaşım getirememişlerdir.
Erdoğan, “Müzakere gibi, mütareke gibi kavramları dillerine dolayanlar, tam bir gözü dönmüşlük içinde ülkemizin huzuruna kastediyorlar” diyor. Tayyip Bey, bu kavgacı üslupla mı ülkeye huzur getirecek?



Bu yazı 972 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,179 µs