Başbakan’ın önünde prof yazısı olan zevat.. Hoca efendi diye hitap ettiği kişi İlber Ortaylı..
Başbakan’ı öfkelendiren ise Ortaylı’nın her kente üniversite kurulmasına karşı çıkması.. Ahlaksızlık demesi..
Biliyorsunuz, Başbakan’ın en çok övündüğü projelerin başında 81 ile üniversite geliyor..
Laf söylettirmiyor..
*
Peki kim haklı?
Veya şöyle soralım: Her kente üniversite olur mu, olmaz mı?
Üniversite açma meselesi de maalesef siyasileşti..
AKP destekçilerine bakarsanız müthiş oldu!.. AKP karşıtlarına göre de berbat oldu!..
Peki aslı astarı ne?
Dedim ya, mesele siyasallaştı.. İhtiyaç var mı, yok mu hesabı yapılmıyor.. Veya nerede kurulursa yararlı olur diye bakılmıyor..
Şırnak’ta da olsun..
Ardahan’da da..
Dört duvar, iki üç sınıf, birkaç kitap, birkaç yardımcı doçentle üniversite kuruluyor!..
Sonra..
Sonrasına bakan yok.. Mesela Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünü bitiren bir gencin iş bulup bulamayacağına kimse bakmıyor..
Veya nerede bulacağına.. İş olanaklarına..
Çoğu bulamıyor zaten..
*
Bakıyorsunuz..
Fakülteler lise olmuş..
Liselerin yerini de zaten dershaneler almıştı..
*
Üniversite bugünün meselesi değil.. 10 yıl öncede aynı sorun vardı, daha da büyüdü!..
Nedense tartışılmaz, konuşulmaz, çare aranmaz..
Sorun şu..
Türkiye’de üç tip üniversite var..
BİR: Devlete ve özel sektöre her kademede, her alanda öğrenci yetiştiren üniversiteler, fakülteler..
İKİ: Zengin çocukları diploma sahibi olsun diye kurulan özel üniversiteler..
ÜÇ: Fakir çocukları kendini okumuş hissetsin diye açılan devlet üniversiteleri..
*
Son ikisinden mezun olanlar genellikle diplomalı işsiz oluyor.. Veya alakasız bir işe giriyor.. Kapağı nereye atarsa..
Düzeltilmesi gereken gerçek bu..
Arınç’ın oda baskını!
Günlerdir bu konuşuldu.. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu’nun odasını bastı mı, yoksa ani bir dalış mı yaptı?
Arınç baskını kabul etmedi!..
Kapı açıktı diyerek geçerken uğradım havası yarattı..
Peki odaya girince ne söyledi, hakaret etti mi?
Arınç kötü bir davranışta bulunmadığını anlatmak için basın toplantısı yaptı, çıkmadığı televizyon kalmadı ama kimseyi ikna edemedi..
Çünkü o konuşmaları suçluluk psikolojisiyle yaptığı belliydi..
Sonunda dayanamadı..
Özür diledi..
Kendisini yüksek sesle eleştirdim, özür dilemek bir erdemdir dedi..
Anlayacağınız, bağırmış çağırmış..
Azarlamaya kalkmış..
*
Belli ki Güldal Mumcu’yu tecrübesiz görmüş, mülayim bulmuş.. Dişini göstermek istemiş..
Diğer kadın Başkan Vekili Meral Akşener’e de aynısını yapsa ya! Onun da odasını bassa ya!
*
Bu olay, özgür basının ne kadar kıymetli olduğunu ortaya çıkardı.. Tüm medya yandaş olsaydı Arınç bir hafta sonra özür dilemek zorunda kalır mıydı?
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle