En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
22 Şubat 2010

Erdoğan'ın en büyük eseri!



ANKA’nın Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerinden yaptığı hesaplamaya göre AKP iktidarının 7 yılını kapsayan 2003-2009 döneminde yabancılar, Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde ettikleri kârların 11 milyar 508 milyon doları ile borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kazandıkları 22 milyar 562 milyon doları yurt dışına transfer etti.
Böylece anılan dönemde Türkiye’de elde edilen kârların 34 milyar 70 milyon dolarlık bölümü ülkeden çıkarak, başka ekonomilere akmış oldu.
Türkiye’den yabancıların 25 yıllık dönemde yaptıkları kâr transferlerinin toplamı ise 49 milyar 967 milyon dolar düzeyine ulaştı.

* * *

“Babalar gibi satarım” lafıyla tarihe geçen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2007’nin Mayıs ayında “TMSF tarafından yapılan işlemler ve Ulaştırma Bakanlığının İstanbul, Ankara ve Antalya havaalanlarının yap-işlet-devret sözleşmeleri dahil edildiğinde, hükümetimiz döneminde gerçekleştirilen özelleştirme 40 milyar dolara ulaşmaktadır” açıklamasında bulunmuş, aralarında TÜPRAŞ, ERDEMİR, Türk Telekom gibi global ölçekte büyük kamu kuruluşlarının özelleştirilmesinin tamamlandığını hatırlatmıştı!
Tayyip Erdoğan da “40 milyar dolarlık özelleştirme yaptık” sözünü, bir başarı göstergesi olarak kullanmıştı.
Yerli yatırımcıların alımlarını çıkarırsak,
7 yıl içinde yabancıların özelleştirmeye yatırdıkları para ile Türkiye’de kazanıp yurt dışına çıkardıkları para aynı miktarda.
Bu durumda özelleştirme ne anlama
geliyor?
Yabancılar, yedi yıl içinde 34 milyar dolar yatırdı, Türkiye’nin bütün stratejik kuruluşlarının tapusunu üzerine aldı. Verdikleri parayı yedi yıl içinde kazandılar. Yedi yılın sonunda, Türkiye’nin elinde hiçbir stratejik kuruluş kalmadığı gibi bu şirketlerin kârları da yurt dışına aktı.
İşte Tayyip Erdoğan hükümetlerinin en büyük eseri budur.

-----------------------
Atalay, niçin kişisel açıklama yapmadı?
Diyarbakır eski milletvekili Hatip Dicle, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’ün 15 Ekim 2009’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştüğünü söylemiş ve bu görüşmede Bakan Atalay’ın “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hâkim ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldikleri gibi geçecekler” dediğini iddia etmişti.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bu konuda kişisel açıklama yapmak yerine kurumsal açıklama yaptırmayı tercih etti.
İçişleri Bakanlığı açıklamasında, “Atalay’ın Ahmet Türk’e söylediği iddia edilen ifadeler gerçek dışıdır. İç güvenlikten sorumlu bir Bakanlık olarak, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Bakanlık Müsteşarı Osman Güneş’i iller arasında güvenlikle ilgili koordinasyonu sağlamak üzere görevlendirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Giriş yapanlarla ilgili tüm işlemler bağımsız yargı organlarının görev ve yetkileri dahilinde ve hukuki çerçevede gerçekleşmiştir. Bu konuda Bakanlığımızın bir müdahalesi olmadığı gibi, söz konusu da olamaz” denildi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bu açıklamayı yeterli görmemiş olacak ki konuyla ilgili olarak Başbakan ve İçişleri Bakanı hakkında gensoru önergesi vereceklerini bildirdi.
Atalay, bu konuda kamuoyuna bizzat açıklama yapmalıdır.

Bu yazı 944 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,032 µs