En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
2 Haziran 2010

AKP iktidarı, halkı kaz yerine koyuyor!



AKP iktidarı, kamuoyunda 2-B olarak adlandırılan orman vasfını yitirmiş Hazine arazilerinin satışını yeniden gündeme getiriyor. Üzerinde çalışılan düzenlemeyle belediye mücavir alan sınırları içinde yapılaşma bulunan yerlerdeki binaların, kullanım alanlarıyla birlikte, rayiç bedel üzerinden ve 4 yıl vadeyle hak sahiplerine satılması öngörülüyor.
***
Diğer taraftan gayrimenkul şirketi Jones Lang tarafından hazırlanan “Türkiye Gayrimenkul Piyasası 2009 Yılı ve 2010’a Bakış” raporunda, piyasalarda canlanma beklendiği belirtildi. Raporda, bu yıl İstanbul ofis piyasasına yaklaşık 230 bin metre kare A tipi ofis alanının giriş yapacağı, kira oranlarında ise kiracı talebindeki artış ve kaliteli ofis arzının eksikliği sebebiyle, 2010 yılının ikinci yarısında yükselme beklendiği ifade edildi. İzmir’de de ofis yatırımlarının arttığına dikkat çekilen raporda, lojistik alanında da bu yıl kiracı talebinin güçlü bir geri dönüş sağlayacağı ve bunun kira rakamlarına olumlu olarak yansımasının beklendiği belirtildi.
Şirketin Türkiye Başkanı Avi Alkaş da Anadolu Ajansı’na geçen ay yaptığı açıklamada, “Halihazırda Türkiye’de faaliyet gösteren Tesco, Metro, Darty ve Electroworld gibi büyük ana kiracıların yanında, İzmir’de ilk mağazasını açan Best Buy, Mediamarkt, Leroy Merlin ve Baumaxx gibi perakende markalarının Türkiye pazarında genişleme hedeflerinin olduğunu görmekteyiz. Ayrıca Decathlon, Basler, Aftershock ve Bijou Brigette, Paris Hilton gibi uluslararası giyim ve aksesuar markaları 2009 yılında Türkiye pazarına giriş yaptı. Yine bu dönemde zorlu ekonomik koşullara rağmen lüks perakende markaları da Türkiye pazarına yatırım yapmaya devam etti. Lüks markaların genişleme stratejileri, cadde perakendeciliğine olan güçlü talebin ana sebeplerinden biri oldu. Brioni, Hermes, Prada ve Mont Blanc Nişantaşı’nda ilk mağazalarını açarken, Miu Miu da İstinye Park’ta faaliyete geçti. Gelecek dönemde Houblot ve Lanvin gibi lüks markalar da Türkiye’de mağaza açmayı planlıyor” demişti.
***
Bu veriler, yabancı şirketlerin Türkiye’nin perakende piyasasını, nasıl ele geçirdiklerine ait verilerdir. Peki neden böyle oluyor?
Kars’tan dün bir haber geçti. Daha çok Arpaçay ve Selim ilçelerine bağlı köylerde ailelerin geçim kaynağı olan kaz yetiştiriciliği ile ilgili haber, “Türkiye’deki kaz varlığının yüzde 25’ine sahip olan Kars’ta turizm işletmecileri kaz eti bulmakta sıkıntı yaşıyor” başlığını taşıyor. Çözüm olarak da ticari amaçlı kaz çiftliklerinin kurulması gerektiği belirtiliyor. Haberi gönderen Anadolu Ajansı muhabiri Ercüment Daşdelen’i tebrik ediyorum.
Ediyorum da “Türkiye’nin kaz varlığı” diye başlayan haberi okurken, aklıma nedense Türkiye gayrimenkul piyasasına giren şirketler geliyor. Çünkü Türkiye’yi yolunacak kaz gibi görüyorlar! Tabii onların bu işte bir kusuru yok. Yok ama perakende piyasasını dahi yabancılara teslim eden, tarlaları bile satan iktidarın bu girişimlerini engellemeye çalışan Anayasa Mahkemesi ve Danıştay engellerini aşabilmek için Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu yandaş hale getirme çabasından ibaret olan Anayasa değişikliklerini, “ileri demokrasi” diye göstererek hap gibi yutturmaya kalkışanlar, koca bir milleti kaz yerine koymuş olmuyor mu?

Bu yazı 918 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,446 µs