Daha üç gün önce “Asıl mesele, yüz binlerce, hatta milyonlarca Müslümanın din istismarının her türlüsüne açık olması değildir. Mesele, söz konusu kitlelerin aptal olması da değil, çıkarları uğruna her türlü kalıba giriyor olmasıdır” tespitinde bulunmuştum. ...
***
Peki, sporda şike vardır da siyasette, yargıda yok mudur? Seçim öncesinde iktidar partisinin dağıttığı yardımlar şike değil midir? Sen devletin imkânları elinde olduğu için, seçim öncesinde bol bol dağıtıyorsun, muhalefet ise eli kolu bağlı bakıyor!
“Sporda şike yasası çıktı da özel yetkili savcılar soruşturmaya başladı” deniliyor. İyi de siyasetteki şike ne olacak? Seçimlerdeki şike ne olacak? Yargının siyasallaşması, yani yargıdaki şike ne olacak?
***
Diğer taraftan, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “MHP ile anlaşırsak, Anayasa değişikliğini yapabiliriz” dedikten sonra AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin anayasa değişikliği için ilk 3 maddenin değiştirilmemesi şartının hatırlatılması üzerine, “Şahsen ilk 3 madde konusunda sayın Bahçeli ile paralel düşünüyorum. Ancak tüm bunları medya yoluyla konuşmak yerine karşılıklı konuşmalıyız. Çözümün tek adresi Meclistir. Bahçeli’nin bu çıkışı bile önemlidir” demesin mi?
Burada da bir şike kokusu sezmiyor musunuz?
Tayyip Erdoğan ve AKP sözcüleri, uzun süreden beri millet anlayışından vatandaşlık anlayışına geçileceğini, Anayasa’daki Türk kavramının yerine Türkiyeli kavramının konulacağını söylemiyor mu? Bu da Anayasa’nın ilk üç maddesini değişmesi demek değil mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 Mayıs 2005 tarihli konuşmasında “Türk vatandaşlarını Türk Milletine bağlayan bağ, sadece ve sadece hukuki bir bağ olan vatandaşlık bağıdır” dememiş miydi?
***
Meselenin aslını 9 Ağustos 1995 tarihli Akşam gazetesinde “Kefen biçiyorlar” manşetiyle açıklamıştım:
“Avrupa Birliği, Hollandalı tarihçi Erik Zürcher’e Türkiye’nin çok uluslu bir devlet haline gelmesi ve Türk dili ve kültürüne bağlı devlet yapısına son vermesi için bir kitap yazdırdı. Erik Zürcher, kitabında, ‘Tekelci bir şekilde Türk dili ve kültürüne bağlı bir milliyetçilik yerine, vatandaşlığa bağlı yeni bir milliyet kavramı yaratmak gerekir!’ifadesini kullandı. Doğu Ergil de AB parasıyla hazırladığı Doğu raporunda ‘Türk ulusu’ yerine ‘Türkiye ulusu’ denilmesi gerektiğini vurguladı ve ‘Tek ortak kimlik, Türkiye vatandaşlığıdır’ diyerek ‘Türklük etnik bir olgudur’ iddiasını tekrarladı!”
Tayyip Erdoğan, işte bu zihniyet üzerinde politika yaptı!
Bütün bunlar siyasi şike değil de nedir?
***
Dolayısıyla CHP’nin siyaset ve yargıdaki şikeye direnmesi hayati derecede önemlidir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumu, “Yargı vesayetini de, yargı üzerindeki vesayeti de kabul etmiyoruz” diyerek açıkladı.
Kimse Tayyip Erdoğan’ın afra tafrasına kanmasın; Bingazi’deki işbirlikçileri, Ankara’daki Kuvayı Milliyecilere benzetecek kadar şaşırmış bir dışişleri politikasına sahip; üstelik CHP’nin de olmadığı bir Meclis meşruiyetini kaybeder!
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=18950
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle