En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
1 Ağustos 2011

TSK’yı kim cezalandırıyor?



TSK’daki istifalar, ABD’nin, Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde, İslâm dünyasını dönüştürme stratejisinin Türkiye’ye yansımalarıdır. ABD, Türk Ordusu’nu, İslam dünyasında acil müdahale gücü olarak kullanmak istemektedir. Türkiye’nin Mısır, Libya ve Suriye olaylarında açıkça isyancıları desteklemesi, ABD’nin isteklerinin yerine getirildiği anlamını taşır.
Kıbrıs’ta milli çizgiye dönüş zannedilen politikanın arkasında da Amerikan desteği vardır. Ekonomisi çökmüş olan Yunanistan, AB tarafından rehin alınmıştır. Rum kesimi AB egemenliğindedir. Buna karşılık NATO ülkesi ve ABD’nin bütün isteklerini yerine getirmekte olan Türkiye’nin adadaki askeri varlığı, ABD’nin varlığı anlamına gelmektedir. Zaten Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı da ABD desteği ile yapılmıştı.

***

ABD, Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmesini istemektedir. Zaten, Suriye’deki isyanın arkasında Türkiye’nin de desteği bulunduğu, Amerikan basınında yazılmaktadır.
Hatta Prof. Michel Chossudovsky, “Suriye’de BOP operasyonları” nı anlattığı yazısında “Silahlı isyancıların Türkiye ve Ürdün kanalıyla gizli bir biçimde desteklenmeleri, hiç şüphesiz ortak İsrail-Türkiye askeri ve istihbarat anlaşması çerçevesinde koordine edilmektedir” diye yazmıştır.
Bir NATO ordusu olarak geçmişte Amerikan çıkarlarını gözeten darbeler yapan, muhtıralar veren TSK, zihinlerden Sovyet ipoteği kalktıktan sonra bu tür politikalara karşı çıkmaya, hatta Avrasya seçeneklerinden bahsetmeye başlamıştı.
Turgut Özal’ın Genelkurmay Başkanlığı’na getirdiği Necip Torumtay, Birinci Körfez Savaşı sırasında, ABD baskısı ile Irak’ın kuzeyini işgal etmeye karşı direndi.
Turgut Özal ısrar edince de istifa etti.

Özal, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, düşmanla işbirliği yapmak, Türkiye Devleti’ni savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde başka devletlere karşı hasmane hareketlerde bulunmak, düşman askerî hareketleri yararına anlaşma yapmak” gibi suçları alenen işlemekteydi.
ABD, bu Avrasyacı direniş sebebiyle TSK’ya karşı, 5 Kasım 2007 tarihinden itibaren siyasi iktidarı, yargıyı ve medyayı yönlendirerek, psikolojik bir çökertme operasyonu başlattı. TSK bünye olarak buna direndikçe, komutanlar, siyasi iktidar ile kendi emirlerindeki genç subaylar arasında sıkışıp kaldı. Hukuk dışı uygulamalara ses çıkaramadılar, istifadan başka yol bulamadılar.

***

Orgeneral Işık Koşaner veda mesajında ...  tutuklu general ve albayların terfi edememesiyle peşinen cezalandırıldıklarını da hatırlattı.
Peki hangi irade peşinen cezalandırıyor Türk Silahlı Kuvvetleri’ni? Düşman kim?
Operasyonun düğmesine 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’da basılmadı mı?

***

Bundan sonraki süreçte, yeni komutanların, ABD’nin Suriye ve İran ile ilgili taleplerini yerine getirmesini isteyecek olan siyasi iktidarla aynı sıkıntıları yaşayacağı açıktır. Elbette yeni komutan Necdet Özel’in tutumu etkili olacaktır ama Necip Torumtay’ı da Turgut Özal’ın Genelkurmay Başkanı yaptığını bu sebeple hatırlattım. Yani, ordu üzerinde yapılan hesaplar ters tepebilir!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, millet varlığını tehlikeye atacak olan Amerikan taleplerini uygulamasını isteyen siyasi iktidara karşı kurum olarak direneceğini değerlendiriyorum. Bu durumda, iki testiden birisi kırılacaktır.

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19249



Bu yazı 969 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,512 µs