En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
17 Eylül 2011

Değişime direnmek; tecavüze direnmek!



Tayyip Erdoğan, Kahire Üniversitesi, Uluslar arası Hukuk Forumu’nda konuşurken,  “Tunus’tan Mısır’a, Mısır’dan Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyn’e kadar verdiğimiz temel mesaj nettir: Değişim karşısında direnmek yerine, değişimin öncüsü olun, bu değişime yön verin...” dedi!
Değişim dedikleri projeyi başlatan ABD.. İslam ülkelerini ılımlı İslam rejimine doğru sürüklüyor. Tayyip Erdoğan da bu değişime direnmemek gerektiğini söylüyor. Hatta konu ile ilgili bir cümlesi aynen şöyle:
“Bölgemizde, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması, ancak halkların meşru taleplerinin karşılanması ile mümkündür. Bunun aksini savunanlar, acı kaderleri ile baş başa kalmaya mahkumdurlar. Değişim her zaman zordur; ancak kaçınılmazdır. Değişim kaçınılmaz olduğunda ise eşyanın tabiatına direnmek anlamsızdır.”
“Değişim kaçınılmaz olduğunda” kalıbı size neyi hatırlatıyor? “Tecavüz kaçınılmazsa” diye başlayan sözü değil mi?

***

Peki İslam dünyasında değişim isteyen Batı’nın temel felsefesini oluşturan dini kurumların durumu nedir?
Fazla araştırma yapmaya gerek yok..
Katoliklerin dini lideri Papa 16. Bendiktus ve kilisenin en kıdemli yöneticilerinden üç kardinalin, çocukların cinsel tacize uğramasını engellemedikleri ve sorumluları cezalandırmadıkları gerekçesiyle yargılanması talebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.
New York merkezli bir hukuki yardım kuruluşu olan Anayasal Haklar Merkezi, kilise yetkililerinin tacizine uğradığını söyleyen bir grup kişiye hukuki temsil desteği veriyor.
Kuruluş, taciz mağdurlarını temsil eden bir şemsiye örgütle birlikte Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda tecavüz ve cinsel şiddetin insanlığa karşı suç kapsamında olduğunu vurguladı.
Bu nedenle devlet statüsündeki Vatikan’ın lideri Papa’nın yanında, eski dışişleri bakanı Kardinal Angelo Sodano, şimdiki Dışişleri Bakanı Tarcisio Bertone ve doktrin sorumlusu Kardinal William Levada hakkında suç duyurusu yapıldı.
Batı’da din adamları, çocuklara tecavüz ediyor. Kurdukları medeniyette ulaştıkları son nokta bu!
Bu durumda hangi değişimin öncüsü olacak İslam dünyasındaki gençler?
Böyle bir değişimin öncüsü olmak, “Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak” gibi bir duruma düşmek değil midir?

***

Mesela, ABD’nin füze kalkanı sistemini Türkiye’ye yerleştirmek, İslam dünyasına tecavüz edilmesinin yolunu açan bir değişimin öncüsü olmak değil midir
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal,  “NATO füze savunma mimarisi kapsamında bir erken uyarı radarının ülkemize yerleştirilmesine ilişkin hazırlıklarda sonuç aşamasına gelindiğini bildiğiniz üzere Eylül ayı başında açıklamıştık. Bu çerçevede, arazi keşif çalışmaları ve ilgili hukuki düzenlemeler de sonuçlandırılmış olup, radarın Kürecik’teki bir askeri tesiste konuşlandırılması kesinleşmiş bulunmaktadır. Söz konusu tesisten esasen geçmişte de benzer amaçla istifade edilmişti” diyor.
Şu sözlere bakın..
“Savunma mimarisi” ymiş..
Kimin savunması inşa ediliyor füze kalkanı ile?  Türkiye’nin mi?  Yoksa İsrail’in mi?
ABD, zaten Irak’ta, Afganistan’da milyonlarca Müslümana tecavüz etmedi mi? İsrail, Filistin’de yüz binlerce Müslümana tecavüz etmedi mi?
Tayyip Erdoğan, İslam dünyasının bu tecavüzleri değişim olarak görmesini mi istiyor?
Bu değişim karşısında direnmeyin demek, “Batı’ya teslim olun” demektir. Türkiye’nin yetiştirdiği bir kişinin, teslimiyetçiliği bu kadar benimsemesinin altında yatan sır nedir acaba?

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19744



Bu yazı 945 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,359 µs