En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
16 Ekim 2011

OSMANLI HİNTERLANDI VEYA ORTA DOĞU BİRLEŞİK DEVLETLERİ!



Arapları Osmanlı’ya isyan ettiren Lawrence, “Bir Kürt devleti kurabilseydim, Türkler’i tarihten silecektim, başaramadım” demişti. 2000’li yıllarda durum değişmiş değildi. GAP projesi ile birlikte PKK terörü de başlamış, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya PKK’ya destek vermişti.
Mimarlığını Bernard Lewis’in yaptığı  “İstanbul başkentli Ortadoğu Birleşik Devletleri Federasyonu” fikri ise Özal tarafından belli belirsiz bir şekilde ortaya atılmışsa da, ilk olarak Talabani tarafından seslendirilmişti.
Talabani, 1996 yılında,  “Hayalim İstanbul’un başkent olduğu Ortadoğu Birleşik Devletleri’dir”  diyordu.
Türkiye, Irak, İran’ın yarısı, Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Yemen ve Mısır’ın tek bir federasyonda birleştirilmesi açıkça ortaya konulmuş; Ortadoğu Güvenlik ve İşbirliği Konferansı hazırlanmıştı. Özal’ın ölümü bütün bu planları altüst etmişti.
Tabii böyle bir federasyon kurulacak olsa, bunun bir Türk devleti değil, Büyük İsrail devleti olacağı da net bir fotoğraf gibi görünmekteydi.
Büyük İsrail projesi, sonraki yıllarda Türk kamuoyuna,  “Osmanlı hinterlandı” diye yutturulmak istenecekti.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Pearson da Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu dahil Bağdat’a kadar uzanan toprakların tek bir ekonomik bölge olması gerektiğini söylemişti. Barzani’nin İnternet sitesinde de  “Bu coğrafya, siyasi olarak da tek bir bölge olacak, Türk askeri işgal ettiği Kuzey Kürdistan’dan çekilecektir”  denilmişti.
“Nil’den Fırat’a kadar Büyük İsrail”  projesinin hayata geçirilmesi için, öncelikle bu coğrafyada, egemenliğin Türklerin elinden çıkması gerekmektedir.
Yahudi ağırlıklı ABD yönetiminin emriyle, Türk subaylarının kafasına çuval geçirilmesinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çökertilmek istenmesinin sebebi budur!
Nitekim, İstanbul küresel finansın merkezi oluyor, Rockefeller Fon da Türkiye’ye taşınıyor..
Türkiye,  “Büyük İsrail”  oluyor da haberimiz yok!

TÜRKİYE'Yİ NASIL KULLANIYORLAR?
“Sovyetlere karşı Çin’i kullandık; Müslümanlara karşı Türkiye’yi kullanalım...”
Bu ifade, ABD derin devleti üzerinde psikolojik operasyon uygulamaya çalışan William Safire tarafından yazıldı ve 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde yayınlandı.
Türkiye, Arap Baharı adlı projede, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerine karşı ABD tarafından kullanılmaktadır.
AKP hükümetinin, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’ye yönelik baskılarının sebebi bu politikadır.
Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğü bizzat devleti yönetenlerce tehdit edilmiş olmaktadır! Zira Türkiye’yi ortadan kaldırmayı, yerine Orta Doğu Federasyonu kurmayı öngören ABD-İngiltere-İsrail ortak yapımı, Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesini uygulamaktadırlar.

İŞTE O GİZLİ BELGE
Recep Tayyip Erdoğan’a 2001 yılında henüz partisini kurmadan ABD’den gönderilen gizli memorandumda belirtilen Türkiye’nin şehir devletlerine ayrılması planı, Ak Parti Program ve Tüzüğü’ne hemen hemen aynı ifadelerle
geçirilmişti.
New York’tan, Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen, memorandumda  “Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız...” deniliyordu.
Erdoğan ise Ak Parti Program ve Tüzüğü’nde, küresel örgütlerin taleplerini yerine getiriyor, “Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür. Partimiz, eğitim hizmetlerinin yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yanadır” diyordu..
İşte bugün, uygulanan projelerin esası bu bilgi ve belgelerde mevcuttur. Dolayısıyla, Anayasa değişikliği isteyen ABD’nin ilk hedefi, Türkiye’nin ulus devlet ve üniter devlet yapısının değiştirilmesidir.
Abdullah Gül ise esnek bir Anayasa’dan bahsediyor.
“Esnek”ten kasıt, kurucu iradenin esnetilmesidir.
Oysa kurucu irade, sadece kurucular tarafından ortaya konulabilir.
BDP, PKK terörünün  silahlı kalkışmasını yeni kurucu iradenin ortağı olarak kabul ediyor ve bu irade üzerinde politika yapıyor.
Bu şartlar altında yeni bir Anayasa yapmak, PKK’yı devlet kurucusu yerine koymaktır.

CHP VE MHP'NİN TARİHİ SORUMLULUĞU
CHP ve MHP’nin, AKP’nin başlattığı “Yeni Anayasa” çalışmaları çerçevesinde “uzlaşma komisyonu”na katılma kararı vermeleri, bu iki partiye oy verenler arasında büyük bir hayal kırıklığına yol açtı. Çünkü, iki partinin tabanı, özerklik temelindeki yeni Anayasa hazırlığının, doğrudan doğruya ABD ve PKK’nın talebi olduğunun bilincindedir.
PKK’nin özerklik taleplerini ise artık bilmeyen kalmamıştır.
CHP ve MHP, Türkiye’nin parçalanması demek olan bu projeye boyun eğecek midir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Amerikan destekli terör şantajı sonucunda Türk devleti olmaktan çıkarılmasına rıza gösterecek midir? 
Belki komisyonda kendi fikirlerini savunacaklardır ama sonuçta AKP ve BDP’nin oylarıyla Anayasa değiştirilebilir. Bu durumda CHP ve MHP, federasyon anayasasının meşru sayılması için kullanılmış olmayacaklar mıdır?
Yoksa kendilerine, CHP ve MHP tabanının muhtemel tepkilerini yumuşatma görevi mi verilmiştir.
Her ne sebeple olursa olsun, CHP ve MHP, tarih önünde Türkiye’nin temelleriyle oynamak isteyen ABD ve PKK’nın projelerine alet olmakla suçlanacaktır.
Türk Milleti, belki bu badireyi de atlatacaktır ama tarih ve millet huzurunda CHP ve MHP  yöneticileri, AKP ve BDP yöneticileri ile birlikte sorumlu tutulacaktır...

DEDEM KOYNUNDA YATTIKÇA
Süleyman Nazif, “Türk İlahisi” adını koyduğu şiirinde; “Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak, / Neler yapmış bu millet, en yakın tarihe sor bir bak! / Eğer yıldızla ay sönseydi de kalsaydı gök Türksüz / Kalırdı bence yıldızlar ve aylar kimsesiz, öksüz..” diyerek o kara günlerde bile moralini kaybetmemişti.
1 Ekim 2011 günü de Türk Milleti için kara bir gündür; Halide Edip’in söylediği gibi Türk’ün ateşle imtihanıdır!
Bir tarafta terör örgütünün katlettiği askerler, polisler, öğretmenler, hatta ana karnındaki bebekler, diğer tarafta, Türk egemenliğinin bu topraklardan kaldırılması için Anayasa uzlaşması!
 Bilindiği gibi, 1. Dünya Savaşı’nda da emperyalist devletler, Kızılırmak’ın doğusunu Ermeniler’e, batısını Yunanlılara vermek için çalıştı. Anadolu’da tek bir canlı Türk bırakmayacaklardı.
Ermeni isyanı ile birlikte Rum çetecileri de örgütlediler.
Sonuç ne oldu? Ermeniler, yaptıkları katliamlar sebebiyle tehcir edildi. Rum çetecilerle mücadele edildi ve savaştan sonra mübadele ile Rumlar Yunanistan’a gönderildi. Üzerinde güneş batmayan İngiliz İmparatorluğu, Asya’dan çekilmek zorunda kaldı.
Bugün de Kızılırmak’ın doğusunda ve batısındaki Türklüğün mührü, bu topraklardan ebediyen silinmek isteniyor. Yani, yine Türk’ün ateşle imtihanı! 

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19983



Bu yazı 1,548 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,923 µs