En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
20 Temmuz 2009

Cumhurbaşkanı sorunu ve emaneti ehline vermek!



Trabzon’un Maçka ilçesinde, Altındere vadisindeki Coşandere mevkiinde, yani Sümela manastırı yolundaki dere üzerinde “bent” yapıldığı sırada beton harcının suya karışması sonucu, dere üzerinde bulunan dört alabalık üretim tesisindeki yaklaşık 600 bin balığın telef olduğu bildirildi.
Anadolu Ajansı’ndan Tuncay Bekar’ın haberine göre Jandarmanın yanı sıra, İlçe Tarım Müdürlüğü ve sağlık görevlileri çiftliklere gelerek tespitler yapıp, balıkların kesin ölüm sebebini belirlemek için sudan örnek aldı.
Bir süre önce de Çevre Bakanlığı Çaykara ilçesindeki Uzungöl’ün etrafını “beton duvar”  ile kaplamış, doğal örtüyü yok etmişti.

Bizim işlerimiz böyledir. Atın önüne et, itin önüne ot konulduğu için, bütün işlerimizi yarım yamalak olur.
Oysa Müslüman bir toplum, emanet ehline verilmezse, bütün işlerin hüsranla sonuçlanacağını bilmelidir. Nisa suresinin 58’inci ayeti,  “Allâh, size emânetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Allâh, size böylece ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allâh, işiten (ve) görendir”  diyor. Peki, turistik bir bölgede, üzerinde alabalık tesisleri bulunan derede  bent yapılacaksa, bunun tedbiri alınmalı değil midir. İlk tedbir emaneti ehline verme değil midir?
Birkaç gündür Sürmene’den gönderilen bir ürünün parasını yatırmak için çeşitli bankalardan deneme yaptım. Meğer bize verilen hesap numaraları Araklı şubesine aitmiş. Sürmene’deki banka şubeleri kapatılmış! Demek ki Sürmene gibi bir ilçe geriye gidiyor. Demek ki Sürmene’de yıllardır emanet ehlinde değil! 
* * *
Güncel olduğu için biraz da özlemden dolayı hiç aklımdan çıkmadığı için Trabzon’dan üç örnek verdim. Üç olumsuz örnek de emaneti ehline vermemekten kaynaklanıyor. Peki bir ilimizde böyledir de siyasi partilerimizde ve ülke genelinde emaneti ehline verdiğimiz iddia edilebilir mi? Başbakan düzeyinde, Cumhurbaşkanı düzeyinde emaneti ehline verdiğimiz iddia edilebilir mi? Başbakanda milletin en çok hoşuna giden özellik, kabadayı yürüyüşü ve  yüksek sesle önüne geleni azarlaması! Bu özellikler Başbakanlık için yeterli midir? Veya Temel’in dediği gibi “şart midur?” Cumhurbaşkanı’nın temel özelliği ise “dindar” olması! Tabii kimin dindar olduğunu Allah bilir, o ayrı bir konu!
* * *
Son olarak gece yarısı bir kelime değişikliği ile askerlerin sivil mahkemede yargılanmasını sağlayan yasada da halk aldatılıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu konuda bakın ne diyor:
“Aklı olan, mantığı olan Anayasa’yı eline alır, 145. maddeyi okur. Kapsamlı, ayrıntılı bir düzenleme. Çok açık gerçek Anayasa’ya aykırıdır. Cumhurbaşkanı’nın bu yasayı  onaylarken Anayasa’ya aykırılık konusunda hiçbir şey söylememesi manidardır.”
Peki, emaneti ehline vermekle konunun ne ilgisi var: Onu da Baykal açıklıyor:
“Bu süreçte Cumhurbaşkanı’nın konumu sadece bu yasanın, Anayasaya aykırı, Türkiye’de güven zedeleyen bir yasanın çıkmış olmasının yaratığı olumsuzluklardan ibaret olmayan, ek başka bazı önemli sorunların olduğunu göstermesi açısından anlamlı olmuştur. Nedir o sorun? O cumhurbaşkanı sorunudur. Ne yazık ki Anayasamızın öngördüğü, Anayasamızın beklediği işlevi yerine getirecek bir Cumhurbaşkanı’na olan ihtiyacımız devam ediyor. Bu ihtiyaç son seçimde karşılanamamıştır. Bir siyasi hareketin çekirdeğinden bir cumhurbaşkanı çıkarsa o Cumhurbaşkanı o siyasi çekirdeğin uzantısı konumunda kendisini kabul etmekten kurtulamayabiliyor.”
Demek ki, “Dindar Cumhurbaşkanı”  sloganı ile bir kişiyi Cumhurbaşkanı seçtirmek, emaneti ehline vermek anlamına gelmiyor. Vebal, sadece seçilende değil, daha çok seçenlerdedir.


Bu yazı 941 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,140 µs