En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
20 Temmuz 2009

Madenler gitti, sıra tarlaları satmaya geldi



Cihan Ajansı’nın haberine göre Planet Food World adlı özel şirket, Körfez bölgesine, Rusya ve Avrupa’ya ihraç amaçlı gıda ürünleri üretmek için beş yıl içinde Türkiye’de 20 bin endüstriyel tarla kuracak.
Şirketin Türkiye temsilciliği müdürü Mete Mutluoğlu, her bir tarlanın 10 bin metre kare büyüklüğünde olacağını ve tarlalarda sebze ve meyvenin yanında balık, koyun ve büyükbaş hayvan da yetiştirileceğini söyledi. Şirketin Türkiye’de kullanacağı toplam arazinin 200 kilometre kareyi bulması planlanıyor.
Beş yıl boyunca devam edecek faaliyetlerden elde edilen cironun 20 milyar doları bulmasını beklediklerini söyleyen Mutluoğlu, ek tesisler hizmete girdikçe bu rakamın daha da artabileceğini vurguladı.
Şirket, önümüzdeki 4-5 ay içerisinde tarla kiralama ve satın alma işlemlerine başlayacak. Tarlaların devlet kurumları, kooperatif ve özel vakıflardan satın alınmasının hedeflendiği bildirildi.
Şirket yetkilisi, çiftçinin isterse tarlasını kendilerine kiraya verebileceğini ve buna karşılık maaş alabileceğini kaydetti. İsteyen çiftçiler PFWC adına da çalışabilecek ve kendilerine ücretsiz ev, maaş ve sigorta sağlanacak.
Abu Dabi Yatırım Fonu, Gulf Finance House ve Ismar Bank’ın ortaklaşa kurdukları fon, Türkiye’de tarım sektörüne yatırım amacıyla geçen Ekim ayında 6 milyar dolarlık ön anlaşma imzalamıştı.

* * *

57, 58 ve 59’uncu hükümetlerin çıkardığı yasalar ile Tarım toprakları bu şekilde Türk çiftçisinin elinden alınacak. Madencilik imtiyazları ise en az tarım arazilerinin satışı veya kiralanması kadar vahim.
2003 yılındaki tespitlerimize göre Rio Tinto’nun Türkiye’de kurduğu AMDL adlı şirketin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da elde ettiği maden arama imtiyazı, bugün Kürt sitelerinin  “Kürdistan’ın doğal sınırları”  olarak gösterdiği toprakların sınırları ile birebir örtüşüyor. Mersin’den Ağrı’ya kadar olan bölgenin sınırları, AMDL şirketinin maden arama haritası ile birebir aynı. Yine Doğu Karadeniz’de aynı şirkete verilen imtiyaz hakkı da hayali Rum Pontus devletinin sınırları ile birebir aynı!
Anatolia Minerals Development Ltd. Şirketi 1996 yılında kuruldu ve bir yıl sonra bir tanıtım broşürü yayınladı. Broşürün başlığı,  “Türkiye Federal Devleti” şeklindeydi ve Türkiye’nin 7 ayrı bölgesinde, 2 milyon hektarlık alanda maden arama imtiyazı elde ettiği bildiriliyordu. Bu bölgeler,  “Yenipazar, Armutbeli, Saimbeyli, Keban, Baskil, Karadeniz Bölgesi ve Tunceli”  olarak bildiriliyordu. Şirket, Türkiye’de arama ruhsatı elde ettiği bölgeleri göstererek, 22 milyon 140 bin 800 hisseyi dünya borsalarına kote ettirmişti.
AMDL Şirketi, Türkiye’de  “Yeni Anadolu Mineral Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi-YAMAŞ”  adıyla yeniden örgütlendi ve 1 milyon 255 bin hektar veya 4 bin 800 kilometre karelik bir alanda maden aradığını duyurdu. Daha sonra YAMAŞ, dünyanın maden devi Rio Tinto şirketi ile Türkiye toprakları üzerinde  “stratejik ortaklık”  kurduğunu ilan etti!
AMDL şirketine maden arama imtiyazının, Anayol hükümeti döneminde Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı, Cumhur Ersümer’in Enerji Bakanlığı döneminde verildiği, imtiyazlarla ilgili sözleşmelerin Madencilik İşleri Genel Müdürlüğü kasasında gizli olduğu öğrenildi.
AMDL’nin bir raporunda da Türkiye’nin Suriye Irak sınırı bölgesinde keşfedilmemiş maden potansiyeli bulunduğu, burada önemli petrol rezervleri bulunduğu belirtiliyordu. Bu bölge Mardin topraklarını kapsıyor.
Bu imtiyazlar, Lozan’dan önce gizli bir anlaşma ile Amerika’ya tanınan fakat Meclis’te reddedilen Chester imtiyazının diriltilmesi anlamına geliyor. O anlaşmada da Tunceli ve Karadeniz bölgesinin maden imtiyazları verilmişti.



Bu yazı 1,403 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,916 µs