En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
19 Mayıs 2012

Hani Tayyip Bey, yalan makinesi idi?



Biliyorsunuz Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir “yalan makinesi” polemiği çıkmıştı. Özeti, Tayyip Bey’in konuyla ilgili son sözlerinde var: 
“Mübarek CHP değil, Cumhuriyet Hayal Partisi. Devlet Bahçeli bunun gerisinde kalır mı, hayal dünyası çok daha geniş. Bir süredir hayal bahçesinde yaşıyor. Sıfırları silip çıkarıp 40’ıncı yılında MHP’yi iktidara taşıyacaktı. Ama evdeki karmaşık hesap çarşıda tutmadı. Bunların siyaset anlayışı sadece çamur atmak, sadece iftira atmak, yalan söylemek üzerine kurulu. Ben seçim sürecindeki iddiaları sebebiyle CHP Genel Başkanı’na şunu söylemiştim. Hesap uzmanı olarak işe başladın ama yalan uzmanı oldun. Yürüyen yalan görmek istiyorsanız CHP Genel Başkanı’na bakın demiştim. Belli ki çok alınmış, bana 6 defa yalan makinesi dedi. Peki yalan makinesi nedir? Yalanı test eden yalanı ortaya çıkaran cihazdır. Farkına varmadan bize iltifat ediyor, teşekkür ederim.”
Yine Tayyip Bey’in prenslerinden Suat Kılıç da CHP’yi eleştirirken “Devlet adamı iftiracı olmaz, devlet adamı yalan konuşmaz, bilgisiz, belgesiz konuşmaz” demişti.

***

Şimdi yalan makinesini çalıştırsanız ne olur? Hani, Uludere’de yasa dışı ticaret yapan köylüler, PKK’lı diye bombalanıp öldürülünce, istihbaratın “milli kaynaklar”dan alındığı söylenmişti.
Gerçi bu açıklamayı yapan önce Genelkurmay Başkanlığı idi ama AKP iktidarı da bu söylemi benimsemişti.
Gerçekler mutlaka ortaya çıkıyor. İşte Well Street Journal gazetesinin açıkladığı Pentagon raporlarına göre istihbaratı veren Amerika. Tabii ki bombalama kararını veren Türkiye’dir. Siyasi sorumluluğu da hükümete aittir. Kemal Kılıçdaroğlu, defalarca istihbaratın kaynağını sorduktan sonra, cılız bir sesle “milli kaynak” açıklaması yapıldığında da buna kimse inanmamıştı. Fakat Erdoğan da “Milli kaynaklıdır istihbarat” demişti. Peki, Genelkurmay Başkanı ve Başbakan, bu açıklamaları yaparken gerçeği bilmiyorlar mıydı? Bilmemeleri daha da vahimdir. Peki bu durumda, halka doğruları mı söylemiş oldular?
ABD’nin Türkiye’deki itibarını mı korumak istediler? Yoksa, Türkiye’nin Amerikan istihbaratlarına göre hareket ettiğini mi saklamak istediler?
Nitekim MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, siyasi iktidar için  “ABD’nin her isteğini milli görüyorlar. Millilik kriteri ABD istek ve arzuları mıdır? Bu kadar iç içe geçmişler. Türkiye elbette uluslararası işbirliği yapmalıdır. Ancak istihbarat ve güvenliği milli olmalıdır. Türkiye, yabancı devletlerin istihbaratlarıyla hareket ederse, farklı noktalara gitmesi muhtemeldir. Milli strateji, milli istihbarat kaynaklarıyla güçlendirilmelidir” dedi.

***

Hani Tayyip Bey’in başucu kitabı, “Hz Ali’nin, Devlet Adamlarına Öğütleri” ydi? Hz. Ali, “Her zaman doğru konuşun; çünkü o kurtarıcıdır” demiyor muydu? Hz. Ali, “Öfkeni yen, haddini bil, eline, diline ve kendine sahip ol. Toplumun genel hoşnutluğunu esas al. Zira toplumun hoşnutsuzluğu karşısında şahısların rızası hükümsüz kalır. Şunu bunu gammazlayanların sözüne sakın çarçabuk inanma” demiyor muydu?
Kur’an-ı Kerim de “Kıyamet günü Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün” demiyor mu?
Böyleyken, Uludere istihbaratı konusunda halka yalan söylemenin bir mazereti olabilir mi?
Bu kadar büyük bir yalan karşısında yalan makinesinin ne hükmü olur? Yalan makinesi gerçeğin ta kendisidir..

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=22771



Bu yazı 1,396 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,500 µs