En Sıcak Konular

Mehmet Şevket EYGİ
Milli Gazete

Mehmet Şevket EYGİ
10 Temmuz 2012

Sultan Abdülhamid



Merhum Sultan Abdülhamid Han-ı Sâni, evliyaullahtandır. Benim bildiğim, üç tarikata mensuptu. Büyük şeyhi Muhammed Zâfir el-Medenî ed-Darkavî eş-Şâzelî'den hilafet almış ve onun vefatından sonra şeyh olmuştur.

31 Mart düzmece hadisesinden sonra Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nu isteseydi dağıttırabilirdi ama bunu yapmamıştır.

Abdülhamid Han Hâtemü's-Selâtin ve Hâtemü'l-Hülefa'dır.

O mâsum değildi, birtakım hatâları olmuştur.

Onu kötüleyenler İttihadçılar, Selanik Dönmeleri, Farmasonlar, İslam ve Şeriat düşmanlarıdır. Müslümanların da bazıları ona düşmanlık etmişlerdir. Onun tahttan indirilmesinden kısa bir müddet sonra Osmanlı devleti çökmüş, Hilafet ve İslamî idare tarzı gitmiştir.

Sultan Abdülhamid beş vakit namaza çok önem verirdi. Başta Galatasaray Sultanîsi olmak üzere bütün okullarda, kışlalarda beş vakit namaz kılmak mecburî idi. Sünnî halkın yüzde doksanı günlük namazları kılardı.

Sultan, kadınların tesettürüne çok önem verirdi. Sarayda, 11 yaşına giren kendi kızlarını tesettüre sokardı.

Onun zamanında İstanbul'un Müslüman kadınları çarşaflı ve peçeli idi.

Şer'î ve nizamî mahkemelerde Şeriatla ve Şeriata aykırı olmayan kanunlarla hüküm verilirdi.

Onun zamanında Adriyatik denizinden Hint Okyanusu'na kadar muazzam bir İslam devleti vardı. Müslümanlar Yemen'e, Mekke Medine'ye, Kudüs'e, Şama, Beyrut'a, Bağdat'a, Basra'ya, Manastıra, Selanik'e, Arnavutluk'a, daha nice belde ve ülkeye pasaportsuz gider gelirdi.

Saltanatının sonuna doğru Şam'dan Medine-i Münevvere'ye demiryolu çalışmaya başlamıştı.

Abdülhamid Han'ı beğenmeyenlerin bazısı, o gittikten sonra çok pişman olup ağlamışlardır.

Filozof Rıza Tevfik "Sultan Abdülhamid'in ruhaniyetinden istimdat" başlıklı manzumesini yazarak pişmanlığını dile getirmiştir, başını yerden yere vurmuştur.

Sultan Abdülhamid'in sukutundan on beş sonra Şeriat ve Hilafet elden gitmiştir.

Keşke Müslümanlar onun şefkatli ve merhametli baskısına ve istibdadına tahammül etmiş olsalardı.

Sultan Abdülhamid'ten sonra Araplar da büyük felaketlere uğradı. Arap dünyası parçalandı, bazı ülkeler İngilizlerin, bazısı Fransızların idaresi altına girdi.

Ne Şeriat kaldı, ne Hilafet...

Kadınlar açılmaya başladı...

Ahlaksızlık yayılmaya başladı...

İrtidat başladı...

Filistin'de bir Siyon devleti kuruldu...

Bozulan ve özden uzaklaşan Müslümanların başına elbette Sıddiq ve Fâruk geçmezdi. Sultan Abdülhamid büyük nimetti.

Müslümanların bir kısmı, Farmasonlara ve Dönmelere uyup bu nimete küfranda bulundu ve azaba çarpıldı.

Sultan Abdülhamid, ana baba katillerinin ve mutlaka asılması gerekenlerin dışında, idama mahkûm edilmişlerin cezasını kalebendliğe (ömür boyu hapse) çevirirdi. Sonradan gelenler hiç suçu olmayan ulemayı, meşayihi, sulehayı idam ettirdiler.

Sultan Abdülhamid'ten sonra İslam dünyası paramparça ve tepetaklak oldu.

O gün bugündür iki yakamız bir araya gelmiyor.

Sultan Abdülhamid Hâdimü'l-mille ve ümme idi.

Hâdimü'l-Harameyn eş-şerifeyn idi.

Hâdimü'ş-Şeria ve's-Sünne idi.

Hâdimü'ş-şeair el-islamiyye idi.

Allah onun hatâlarını afvetsin, ona geniş rahmeti ile muamele buyursun.

Allah Ümmet-i Muhammed'e akl-ı selim, firaset, basiret, istikamet, pişmanlık ve tevbe nasip etsin.

Sultan Abdülhamid Han'ın hasretini çekiyoruz, onu çok arıyoruz. Mekânı Cennet olsun.

http://www.milligazete.com.tr/makale/sultan-abdulhamid-244124.htm



Bu yazı 1,429 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 9 Aralık 2019 Kemal Yolunda
    • 11 Kasım 2019 Ekilmeyen topraklarımız
    • 16 Aralık 2018 Şeriat aziz eder yüceltir
    • 9 Aralık 2018 Belediye Başkanı adayları
    • 8 Ağustos 2017 Uyarı
    • 30 Ağustos 2015 Eğitime ve Mekteplere Dair
    • 26 Mayıs 2015 Birilerindeki On Beş Büyük Kusur
    • 17 Şubat 2015 Meşrebime Dair
    • 28 Eylül 2014 Mümin Kardeşlerini Ötekileştirmek
    • 22 Temmuz 2014 İslam Dünyasının Yürekler Acısı Perişan Hali
    • 17 Haziran 2014 Osmanlıdan Sonra Kaos ve Anarşi
    • 23 Aralık 2012 Papazın Müslüman Oluşu
    • 22 Aralık 2012 Filistin ne Zaman Kurtulur?
    • 1 Aralık 2012 Dünyevleşmek Felketi
    • 5 Kasım 2012 Vehhabiler Resulullah Efendimizin Türbesini Yıkmak İstiyor mu?
    • 17 Ekim 2012 İslam'da Başkanlık ve Memuriyet
    • 24 Temmuz 2012 Sivil Darbe
    • 10 Temmuz 2012 Sultan Abdülhamid
    • 27 Mayıs 2012 Vefasız Müslümanlar!..
    • 19 Mayıs 2012 Vakıf Mallarına El Uzatanlara Lanet

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,043 µs