En Sıcak Konular

Mehmet TEZKAN
Vatan-Milliyet

Mehmet TEZKAN
10 Temmuz 2012

ARINÇ’A SUİKAST EMEKLİ OLDU!..



Ne suikast planıymış!.. Üç yıl oldu, savcılar çözemedi.. Soruşturma hala sürüyor..
Oysa, her şey açık seçikti..
Bir albay ile bir yarbay, Arınç’ın evinin yakınlarında enselenmedi mi?
Enselendi..
Hani suikasta giden subaylardan biri Arınç’ın ev adresini unutmamak için kağıda yazmıştı, kağıda baka baka evi ararken polis yakasına yapışmıştı, o da kağıdı ağzına atarken polislerden biri  üstüne atlayıp son anda yutmasını önlemişti..
2009’un aralık ayıydı.. Ortalık birbirine girmişti..
Girmişti ama o işte bi bit yeniği vardı.. Şüphelenmiştik; yazdık, çizdik, sorduk ama her zaman ki gibi nafile..
Niye mi şüphelendik?
Bülent Arınç o kadar rahattı ki.. Sanki suikast girişimi ona yapılmamıştı.. (Gerçi subaylar yakalandığında kendisi Manisa’daydı ama olsun; insan korkar.. )
Kıs kıs gülmüş, suikast girişimini ballandıra ballandıra anlatmıştı..
Normal bir durum değildi anlayacağınız..
*
Sonra ne oldu derseniz.. Enselenen subaylar  kozmik odada görevli olduğu için hakim o odaya girdi..
26 gün çalıştı..
Kozmik odada notlar aldı.. Kendisi şu anda Yargıtay’da..
Aldığı notlar nerde?
Bir yerlerdedir..
*
Mesele bu değil; başka..
Arınç’a suikast planı yapıldı mı yapılmadı mı?
Üç yılda anlaşılmaz mı?
Şeytan insanın aklına komplo şüphesini sokuyor.. Arınç, polis, savcı, yargıç dörtlüsünün başrolü oynadığı..
*
Şeytanı karıştırmadan şöyle bi düşünün..
Albay düzeyindeki bir grup Başbakan Yardımcısı’na suikast planlıyor, eyleme geçmeden yakalanıyorlar, kozmik odalar açılıyor, ortalık ayağa kalkıyor.
Suikast düzenlenen kişi bile sonucunu merak etmiyor..
Ne oldu diye sormuyor, mesele yapmıyor..
Normal bi durum değil..
*
Üç yıl önce, üç subay ‘suikast’a karıştıkları için tutuklanmaları için mahkemeye sevk edilmişti..
Hakim tutuklamadı..
Tutuklasaydı ne olacaktı?
Üç yıldır içerdeydiler..  Bekle ki soruşturma bitsin, bekle ki iddianame çıksın..
Bunlar Deniz Feneri’nin iyi çocukları değil ki.. Üç ay sonra; ayıp oldu diye bırakılsınlar..
İddianame çıkmadan salıverilsinler..
*
Arınç’a suikast soruşturmasından girdik, Alman marka Deniz Fener’inden çıktık ama ikisi de çok acayip..
Mevzuu açılmışken soralım..
Deniz Feneri’ne hangi mahkeme bakıyor?
Cevap vereyim.
Hiçbir mahkeme..
Bi mahkeme üstlense iddianameyi geçtim ekleri, belge ve bilgiler, telefon konuşmaları çarşaf çarşaf ortaya saçılacak ya..
Galiba bu sebeple mahkeme bulunamıyor?
*
Diğerlerini bi kenara atmıyorum onları da önemsiyorum ama bu dönemin dört simge dosyası var..
Siyaset-yargı ilişkisini anlatan..
Tez konusu olacak..
Birincisi;  Arınç’a suikast soruşturması..
Diğeri;  dört yıl süren Deniz Fener’i e.v soruşturması ve davasının tüm aşamaları.. 
Üçüncüsü;  Oda TV davası..
Dördüncüsü;  Balyoz davası..
*
Bu dörtlü çok baş ağrıtacak.. Bu konu nereden aklına geldi derseniz..
Bir numaralı şüpheli emekli oldu da..

Cumhurbaşkanı vesayet rejimi

Cumhurbaşkanı şikayetçiymiş gibi yapıyor ama değil..
Memnun.. Üniversitelere rektör atama sisteminden hoşnut..
Bakmayın, önüme gelmemeli demesine..
Bakmayın, YÖK kanununu antidemokratik bulmasına..
Bakmayın, sistemin yanlışlığını anlatmasına..
Bal gibi işine geliyor.. Hoşuna gidiyor..
Gitmese farklı davranır..
YÖK kanununu kararlarıyla demokratik hale getirirdi.. Kararlarıyla YÖK’ü yönlendirirdi.. Kararlarıyla örnek olurdu.. Kararlarıyla  kural koyucu olurdu..
Yapmadı..
Düzene uydu.. Yine en çok oyu alanı değil en az oyu alanı rektör yaptı.. Adam beşinci olmuş, rektör.. Birinci olan niye saf dışı?
Bunun adı Cumhurbaşkanı vesayet rejimi değil mi?
Cumhurbaşkanı, üniversite hocalarına siz sizi yönetecek kişiyi seçme ehliyetine sahip değilsiniz demiş olmadı mı?
Ülkenin ‘babası’ gibi davranarak profesörlerin oyunu çöpe atmadı mı?
Vesayet başka nasıl olur ki!..
*
Yarın demokrasiden nasıl bahsedecek.. Seçimin öneminden.. Oy hakkından..Oyun kutsallığından..
Kendi vesayet uygularken başka vesayetlerin kaldırıldığından söz edebilir mi?
O vesayetlerin sona erdirildiği için demokrasinin geliştiğini anlatabilir mi?
Anlatırsa..
Biri çıkıp da..
Ey Cumhurbaşkanı senin vesayetin ne oluyor demez mi?

Fener Aykut’u atsın Cüppeli Hoca’yı alsın

Aziz Yıldırım’ın yerinde olsam bugünden tezi yok yaparım..
Aykut hocaya güle güle çekerim..
Cüppeli Ahmet Hoca ile işi bağlarım.. 
Şampiyonluğu şimdiden garanti altına alırım..
Geçen yıl Fenerbahçe geriden gelip Galatasaray’ı yakaladı ya.. Aykut, Alex falan hikayeymiş..
İşi neredeyse Cüppeli bitiriyormuş..
Radikal’de Ömer Şahin’in haberine göre bakın nasıl olmuş..
Aziz Yıldırım ligin bitimine üç ay kala Cüppeli’den Fener şampiyon olsun diye dua etmesini istemiş..
O da etmiş.. Etmiş ama Galatasaray şampiyon oldu..
Cüppeli’nin duası kabul olmamış mı?
Ahmet Hoca’ya benzer bir soruyu Aziz Yıldırım sormuş..
Bakın ne demiş..
“Siz benden dua istediğinizde 9 puan fark vardı. O puan farkı kapandı. Yüzde yüz duayla. Galatasaray buçuk puanla şampiyon oldu. Kitapta buçuklu duanın yeri yok. Keşke benden daha önce dua isteseydiniz”
*
Demek ki; Cüppeli şimdi duaya başlasa mayısın ortasında  Fenerbahçe uzak ara!..
Aykut’a ne gerek var.! Alex’e, yeni transferlere!.. Eşek yüküyle para harcamaya..
Şike mike işlerinden başın derde de girmez!..
Cüppeli’nin nefesi Avrupa’ya uzanır mı derseniz, üç ayda 9 puanı kaptığına göre..
Uzanır..

http://gundem.milliyet.com.tr/arinc-a-suikast-emekli-oldu-/gundem/gundemyazardetay/09.07.2012/1564545/default.htm



Bu yazı 1,236 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Şubat 2015 SAHTE DELİLDEN SAHTE TERÖRİSTE
    • 28 Eylül 2014 IŞİDİN FATURASI ANKARAYA!..
    • 23 Aralık 2012 BAŞBAKANIN DÜŞÜ TEK ELDEN YÖNETİM
    • 22 Aralık 2012 61 GAZETECİ 49 GAZETECİ
    • 2 Aralık 2012 Muhalif İktidar'dan Şikyetçi İktidar'a
    • 5 Kasım 2012 BAŞBAKAN’I KİM DAVET ETMEDİ?
    • 18 Ekim 2012 MÜSLÜMANLARIN İKİ BÜYÜK ZAAFI
    • 10 Temmuz 2012 ARINÇ’A SUİKAST EMEKLİ OLDU!..
    • 19 Mayıs 2012 BAŞKANLIK ZATEN VAR
    • 22 Ekim 2011 CARİ AÇIKLAR GEÇİYOR PEŞ PEŞE!
    • 24 Eylül 2011 NEDEN (HL) TUTUKLULAR?
    • 24 Eylül 2011 Referandumun ilk golünü memur yedi
    • 21 Temmuz 2011 PKK SALDIRISI KİME YARADI
    • 18 Aralık 2010 ÇOK ÖNEMLİ İKİ AKP ANALİZİ
    • 22 Şubat 2010 SAADET’İN AKP’YE BAKIŞI
    • 22 Şubat 2010 BABA DU Bİ DAKKA!
    • 22 Şubat 2010 FİŞLEME!
    • 12 Şubat 2010 ERDOĞAN MI HAKLI HOCA EFENDİ Mİ?
    • 22 Ocak 2010 Savaşa hazırlanan ülkede darbe olur mu?
    • 5 Aralık 2009 Haber karartma işte buna denir

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,437 µs