En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
25 Ocak 2016

IŞİD taşeronsa işveren kim?



Sultanahmet'teki saldırının ertesi günü olan 13 Ocak'ta çıkan yazımızda Tayyip Erdoğan'ın "Dikkat ederseniz bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi Türkiye'dir" sözleri üzerine "Tespit büyük ölçüde doğrudur ama 'Madem ilk hedef Türkiye'dir, bu örgütleri Türkiye'ye karşı kullanan devletler hangileridir?' sorusu cevapsız kalmıyor mu?" diye sormuştum.

Konuyu "Terör, avcının kullandığı köpek gibidir. Avını sürükleyip avcının önüne atar! Asıl mücadele edilecek olan köpek değil, avcıdır!" diye bitirmiştim.

***

Ahmet Davutoğlu da Başbakan olarak 13 Ocak akşamı, "Ancak artık DEAŞ öyle bir örgüt ki bir piyon ve bazen de kamufle edilebilecek bazı eylemlerin rahatlıkla kullanılmasını sağlayan bir ara örgüt, bir taşeron" dedi.

Davutoğlu, "Bu bir taşeron örgüt ama o taşeron örgütü eğer birileri kullanmak istiyorsa ki bunun emarelerini çok gördük; sadece bu taşeron örgütü değil, bu taşeron örgütü kullanma hevesine ve amacına dönük çalışma yapan kim varsa hepsine dönük olarak da gerekli her türlü tedbiri alma konusunda Türkiye'nin kararlılığı açıktır..." diye konuştu.

Davutoğlu, bu tespitlerden sonra isim vermeden Rusya'yı IŞİD ile mücadeleyi engellemekle; isim vererek de Suriye'yi IŞİD ile iş birliği yapmakla suçladı.

Fakat Davutoğlu da bakanları gibi IŞİD'i veya diğer terör örgütlerini taşeron örgüt olarak kimin kullandığına dair bir açıklama yapamadı!

IŞİD taşeronsa müteahhit kim, işveren kim?

***

Merhum Prof. Dr. Mahir Kaynak, Ağustos 2005'te El Kaide hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı:

"Küçük bir örgütün dünyaya mağaradan şekil verdiğini kabul etmek çok saçma. Terörü devletler yapıyor. El Kaide, CIA operasyonunun kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor."

Yaratıldı mı? Evet.

ABD, Afganistan'a El Kaide bahanesiyle girdi. Hâlâ da oradalar.

Mahir Kaynak ise "El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir İslam aleyhtarlığının doğuşudur ve İslam'ın terörle özdeşleşmesidir. Böyle bir siyasi sonuç niçin isteniyor ve bunu kim istiyor sorusunun cevabını bulmalıyız" demişti.

Şimdi Türkiye'nin üzerinde yoğunlaşarak tedbir alması gereken konu, IŞİD kod adı ile sürdürülen operasyonla, bir taraftan İslâm'ı terörle özdeşleştirme projesine devam edilirken diğer taraftan Suriye, Irak ve Türkiye'nin haritasının değiştirilmek istenmesidir. Suriye ve Irak'ta başardılar, sıra Türkiye'dedir.

***

Mahir Kaynak, 2008 yılında da "Benim bugüne kadar vardığım sonuç, (terörü destekleyen) bu güçlerin diyalektik düşündüğü ve çatışmanın her iki tarafını da kontrol ettiğidir. Yani birbirine karşıt olarak düşündüğümüz örgütler tek bir gücün kontrolünde olabilir. Bu çatışmadan iki türlü sonuç beklenebilir: Ya taraflardan birinin temsil ettiği intibaı yaratılan örgüt bahane edilerek o siyasi yapı çökertilir ya da onların çatışmasını bastıran üçüncü bir güç egemen olur. Bu örneklerin hepsi ülkemizde yaşanmıştır. 12 Eylül çatışan güçleri bahane ederek egemen olan ve kimsenin aklından bile geçmeyen iktisadi bir programı uygulatan güçtür" tespitini yapmıştı.

IŞİD-PYD savaşının böyle bir savaş olduğuna hep birlikte tanık olduk. IŞİD'in çekildiği yerlere PYD yerleşti? "Çözüm süreci"nde PKK'nın bazı şehirlere yığınak yapmasını seyreden AKP'nin şimdi örgütle savaş yürütmesi de sakın üçüncü bir gücün planlamasının eseri olmasın!


Bu yazı 1,125 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,264 µs