En Sıcak Konular

Arslan Bulut
Yeniçağ

Arslan Bulut
5 Aralık 2009

Türkiye'nin puanı neden yükseltildi? Satış var satış!



Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu iki kademe yükseltti. Medyada bayram havası esiyor.
Fitch tarafından daha önce yapılan açıklamada, “pozitif izleme” sonucunda, Türk ekonomisinin küresel mali kriz karşısındaki dayanıklılığı dolayısıyla, yıl sonuna kadar kredi notunun yükseltilebileceği vurgulanmıştı.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus, “Türk ekonomisinin küresel mali kriz karşısındaki dayanıklılığı” konusudur.
Durum, ne kadar da Nasrettin Hoca fıkrasındaki eşeğin dayanıklılığına benziyor!


* * *


Nasreddin Hoca’nın bir eşeği varmış. Eşek her gün geç saatlere kadar tarlada, dağda, bayırda çalışırmış. Çalıştığı ve ter döktüğü için de günde on avuç yem tüketirmiş. Bir gün hoca, “Bu eşeğe on avuç yem fazla, dokuz avuç neyine yetmiyor”  diye düşünmüş ve o gün dokuz avuç yem vermiş; “bir avuç kâr ettim” diye sevinmiş. Eşeğini bir yerine iki defa okşamış! Bir gün sonra yemi sekiz avuca indirmiş. Daha sonraki günler yedi avuç, altı avuç, beş avuç derken en sonunda hiç yem vermemiş. Hoca, elde kalan yemi satmayı bile düşünmüş. Sabah kalkmış bir bakmış, eşek nalları dikmiş.
“Tüh”  demiş hoca, “Tam da yemsiz çalışmaya alışmıştı.”


* * *



Aslında bu “alıştıra alıştıra” mantığı sadece ekonomide geçerli değildir. Açılım dedikleri Türkiye’ye ulus devlet olmaktan çıkarma girişimini de “hazmettire hazmettire”  uygulayacaklarını söylemediler mi? 
Bir ara Ramiz Ongun bir sohbetimiz sırasında Türkiye’deki AB lobisine şöyle dikkat çekmişti: “Politika, medya ve iş dünyasında köşeleri tutmuş bazı Türkiye’liler, besleme sivil toplum örgütleri, kiralanmış propaganda çığırtkanları, halkı öyle bir beyin yıkama bombardımanına tutarlar ki, gerçeği görme, olup biteni anlama yeteneğimiz körelebilir. Bütün zokalar, birer birer ve alıştıra alıştıra yutturulur. Her kaybımız büyük kazanç olarak gösterilir. Her yediğimiz kazık bayram hediyesi olarak süslenebilir. Gerçeği haykıranların sesi, şamata içinde boğulur gider.”


* * *



Demek ki Türkiye’nin kredi notu yükseltilmişken elektrik santrallerinin yabancılara satılmasının gündeme getirilmesi tesadüf değildir.
Özelleştirme İdaresi’nin kapsamına aldığı toplam 56 santralin özelleştirilmesinin 2010 yılının sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Yabancı şirketlerin de gireceği ihalelerde ağırlıklı olarak İngiliz firmalarının öne çıktığı belirtiliyor. İngiliz firmalarının Türkiye’deki temsilcilerinin kulislere başladıkları da ifade ediliyor.
Aklıma İngiltere’nin Financial Times gazetesinde 7 Aralık 2006 tarihinde, Vincent Boland ve Paul Betts imzasıysa yayımlanan  “Türk Lokumu” başlıklı yorum geliyor. Yorumda, “Geçtiğimiz dört yıl içerisinde AB ve IMF’nin teşvik ettiği reformlar, Türkiye ekonomisinin AB’ye entegrasyonunu pekiştirdi. Bu da Dexia, Fortis, Citigroup ve BNP Paribes gibi yabancı yatırımcıların, ekonomik dönüşümden en fazla faydalanan sektör olan bankacılık sektörüne girmelerini sağladı. Öte yandan yatırım bankaları İstanbul’da çok ciddi miktarlarda işlem yapıyor. Alım yönündeki sinyaller, AB sürecindeki duraklama kaynaklı satış sinyallerinden çok daha güçlü olacakmış gibi görünüyor”  denilmişti. 
Ta ki Türklerin elinde bir avuç toprak bile kalmayıncaya kadar!



Bu yazı 931 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Eylül 2020 Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!
    • 25 Kasım 2019 İktidarda kalmak için akıl dışı yöntemler!
    • 3 Kasım 2019 Suriye'de atılan bütün adımlar BOP'a uyumlu!
    • 30 Aralık 2018 "ABD ile aslında hiçkarşı karşıya gelmedik!"
    • 9 Aralık 2018 Simon Bolivar ve Tayyip Erdoğan!
    • 22 Kasım 2018 Türkiye'nin reçetesi de Denktaş yöntemlerinde!
    • 7 Ağustos 2017 Tayyip Bey dublör mü kullanıyor?
    • 15 Ocak 2017 Kıbrıs'ta asıl hedef İsrail'in güvenliği
    • 10 Mayıs 2016 Ben kabul etmiyorum Sayın Tayyip Erdoğan!
    • 25 Ocak 2016 IŞİD taşeronsa işveren kim?
    • 30 Ağustos 2015 AKP ve PKK'nın ortak hedefi!
    • 26 Mayıs 2015 AKP, tam donanımlı bir suç örgütü mü?
    • 3 Mart 2015 Dolmabahçe yalanları!
    • 17 Şubat 2015 Ula uşaklar, hep elduk mi?
    • 28 Eylül 2014 IŞİD senaryosunun en ince ayrıntıları...
    • 22 Temmuz 2014 Günde bin Müslüman öldüren Müslümanlar!
    • 15 Temmuz 2014 Exeterden komik bilgiler!
    • 5 Temmuz 2014 IŞİDden Büyük İsraile giden yol
    • 10 Haziran 2014 Lice’de bir görgü tanığı anlatıyor
    • 8 Ocak 2013 ABD, İslamcıları niçin kullanıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,800 µs