22 Ocak 2010

Kör müsün?

İbret al! Ders çıkar! Demokratım diyorsun ya... Asker vesayeti bitsin diliyorsun ya... Darbecilik son bulsun istiyorsun ya... Jakobenlik tarihte kalsın arzuluyorsun ya!..

Hiç durmuyorsun!

Her gün vızıldıyorsun ya!

Hukukun üstünlüğüne dayalı, birinci sınıf demokrasi benim ülkeme de gelsin deyip duruyorsun ya... İşte altın fırsatı TEKEL işçileri üretti. En yüce değer olan emeklerinin hakkını yedirmemek için 38 gün önce giriştikleri eylemle; “sivil bir demokrasiye geçişin altın kapısını” aralayacak pırlanta bir örnek sergileyiverdiler.

Kör müsün!

Gözlerine mil mi çektirdin!

Göremiyor musun!

TEKEL işçileri, “kemikleşmiş statükonun” kalın kabuk bağlamış zırhını deldi. Doğrudan demokrasi örneğini gösterdiler. Tek adama dayandırılmış yapıyı yıkıp attılar. Tek adamın, kendisini seçecek delegeleri belirlediğini, o delegelerle “genel kurulları topladığını” ve ipleri tek adama bağlı delgelerle yapılan genel kurullarda “tek adamı sendika ağası başkan yaptıklarını”, bunun adına da “demokrasi dendiğini” ve bu “kemikleşmiş küflü statükonun 50 yıldır devam ettiğini” gösterdiler.

Onurlu TEKEL işçileri!

Tükürdüler statükonun içine!

Statükodan beslenmiyorsan niçin TEKEL işçisinin yanında değilsin? TEKEL işçileri, fabrikaları özelleştirilirken soydurulduğu, ortalama 1200-1300 lira olan maaşları 600 liraya indirildiği ve yıllardır elde ettikleri yasal hakları ellerinden alındığı için direnişe başladılar. Tamam da bu direnişe başlarken önce “sendika ağalığını” yıktılar. Sendikların; düzenden geçinmeci olmuş, işçi hakları boğazlanırken sesi kısılmış yapısının dışına çıktılar.

Kör müsün!

Görmüyor musun!

TEKEL işçileri, “ayarlanmış delegelerle başkan seçen sendika statükosunu yırtıp atmamış olsalardı” 38’inci gününü tamamlamış bu onurlu, sivil, demokratik direnişi yapabilirler miydi?

İbret al!

Ders çıkar!

Meclis’teki bütün partiler; AKP-CHP-MHP aynı tanrı lidere boyun eğmiş, onun tarafından belirlenen delegelerin toplandığı kurultaylarda, “yarı tanrı tafralı tek adamı genel başkan diye seçmekteler” ve bunun adına da “gül gibi işleyen parti içi demokrasi” demekteler. Direnen TEKEL işçileri işte kendi sendikalarındaki “kurgulanmış delege yapısı ile tek adamlı statükoyu” yıkıp atarken aynı zamanda partilerdeki “tek adama ve tek adamın işaret ettiklerinin milletvekili, belediye başkanı oldukları anti demokratik küflü yapının” da içine de tükürmüş oluyorlar.

AKP’nin içine...

CHP’nin içine...

MHP’nin içine...

TEKEL işçileri, nasıl demokrat olunacağını göstermiş oluyorlar. Siz, her gün vızıldayıp vozurdadığınız gibi gerçekten demokrasinin ülkeye gelmesini istiyorsanız niçin TEKEL işçilerinin yanında değilsiniz? Niçin TEKEL işçisini yüreklendirecek bir el de siz uzatmıyorsunuz!

Zavallı, çaresiz CHP!

TEKEL işçisinden ibret almıyor!

Küflü statükoyu değiştirmiyor.

Delegeleri ortadan kaldıracak, kapılarını halka açacak, parti üye sayısını 3 milyona ve hatta 5 milyona çıkartacak çağrıları yapıp sonra da “genel başkanı, milletvekili adaylarını, belediye başkanı adaylarını, parti üyelerinin seçeceği” ileri demokratik bir yapının ilk adımlarını atmıyor, atamıyor.

Kibir küpü olmuş AKP!

Öfkeli tek adam partisi!

Demokrasi nutku atıyor!

AKP Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin üye sayılarının “1 milyon 200 bin”e çıktığını ve dünyanın en büyük siyasi kadın örgütü olduklarını övünçle söylüyor. Tamam da bu 1 milyon 200 bin AKP’li kadın üyeden biri dahi TEKEL işçilerinin “anti demokratik küflü statükoyu delen şanlı direnişine” omuz vermek için onların yanına gitmiyor.

Gitmiyor mu, gidemiyor mu?

Kör müsün!

Gözlerine mil mi çektiler!

Bu yazı 1,143 defa okundu.