SÖZCÜ
Necati DOĞRU
28 Haziran 2009
Yüzleşeceksek yüzleşelim!
Öleceksek ölelim derler ya onun gibi “Yüzleşeceksek yüzleşelim” noktasına doğru hızıl bir akım var. Şiddetli, ağır, etkili “bir yüzleşelim ceryanı” esiyor, estiriliyor.
Bağıran bağırana.
Ermeniler’i tehcir ettik.
Yüzleşelim. Özür dileyelim.
Rumlar’ı kaçırttık.
Yüzleşelim. Affımızı isteyelim.
Yahudi’yi, Aşkale’ye sürdük.
Evren darbe yaptı.
Yüzleşmeye zorlayalım. Diktatör Evren, biz demokratlardan(!) özür dilesin. Ordu lehvalar, lahikalar, andıçlar üretti, “seçilmişleri korkuttu, yazarı-çizeri postal koklamaya ve her dönem general alkışlamaya” zorladı.
Ordu da yüzleşsin.
Böyle uzayıp gidiyor.
Ancak, bu yüzleşme isteyenler arsında yazması biraz ayıp kaçsa da “çakalca ikiyüzlülük” yapan çok sayıda ünlü var. Ordu “Geçmişiyle yüzleşsin” diyenler nedense kendi pasaklı geçmişlerine koyu yeşil ya da ılımlı şallar örtüyorlar. Ordu darbe yaparken, cunta, lehva, lahika, andıç üretirken; generalleri teşvik eden, yazıyla, nutukla, duruşla yüreklendirenler, darbeye ortam yaratanlar kimdirler?
***
Yüzleşeceksek!
Sadece ordu değil.
Herkes yüzleşsin.
Dergi çıkartıp cuntaların değirmenine su taşıyanlar, devrim haraketi kırdan köylülerden başlayacaktır diye Maocu kışkırtma yapanlar, Filistin kamplarına giden oradan İsveç’e geçenler, “Davadan döneni vurun” çağrısı yapanlar “Kanlı mı olacak-kansız mı olacak göreceğiz” diye tahrik yaratanlar, Mehmetçik Güneydoğu’da şehit olurken Öcalan’ın Suriye’deki kampına gidip “GS formasıyla” fotoğraflı röportaj yazarak ya da Başbakanlık binasında tarikat şeyhi sakalı öpen siyasetçinin kalemşörlüğüne soyunarak “andıçlık duruma” gelenler, “Minareler kılıcımız, kubbeler kalkanımızdır” şiirini okuyup dini siyasete alet ederek oylarını yüksetenler, cemaat hocaefendilerinin ardında kıble tutanlar, laiklik düşüncesini cemaatleştirip ondan laik şeyh bozuntusu türetenler.... Bunlar şimdi; kimisi parti başkanı, gazete köşe yazarı, kimi çok demokrat düşünce adamı diye geçiniyorlar.
Keskin yüzleşmeci oldular.
Tek taraflı yüzleşmeci.
Orduya “Geçmişinle yüzleş” diyorlar. Kendi darbe hazırlayıcı, cuntalara çanak tutucu geçmişlerini ise bugün geldikleri “demokrat-AB’ci kalkanının arkasına gizleme” uyanıklığına soyunuyorlar.
Yüzleşeceksek!
Herkes geçmişiyle yüzleşsin.
***
Çoğunluğu aydın, profesör, iyi okumuş, dünyayı bilen insanların kurduğu “10 Aralık Haraketi” adlı bir sivil toplum örgütü var. “10 Aralık...” tarihi, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin ilk yayınladığı gün olduğu için bu ismi koymuşlar. Dün İstanbul’da benim gibi gazete yazarlarının da çağırılı olduğu bir toplantı yaptılar. İki seçkin hukukçu Prof. Dr. İbrahim Kabaoğlu ile Dr. Rıza Tüzmen, Türkiye’de “Neden Yeni Bir Anayasa ve Nasıl Bir Yeni Anayasa” adıyla iyi hazırlanmış metni tanıtan konuşmalar sundu.
Mükemmeldi.
Türkiye’de hemen herkesin; ordudaki general, partideki milletvekili, fabrikadaki işçi, tarladaki çiftçi, dağdaki cahil çoban, üniversitedeki doktoralı doçent, şeriatçı cemaatin kara ruhlu hocası, laik örgütün temiz lideri, sendika ile sivil toplum, kamu ile özel, merkez ile çevre, bölge ile bütün, doğu ile batı, iktidar ile muhalefet, azınlık ile çoğunluk, Kürt ile Türk’ü geçmişiyle yüzleştirip “ortak noktada uzlaşma zemini yaratarak” geleceği kucaklayacak yeni bir toplum sözleşmesinin (anayasasının) nasıl yapılacağını anlattılar.
Geçmişle yüzleşme!
Yeni Anayasa olabilir.
1921’de “Devlet Kurucu” sonra 1924’de “Yurttaşlığı Yükseltici”, sonra 1961’de “Özgürlükleri Genişletici” ve sonra da şuanda bütün dikişleri patlayan ve yama tutmaz hale gelen 1982 “Otoriter Borazanlı” Anayasaların hepsinden faydalı miraslar alan bir yaklaşımla Türkiye yeni bir anayasa yapabilir.
Ama çakallığa sapmadan.
Bu yazı 1,198 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
17 Aralık 2018
Naylon trenci!
-
30 Ağustos 2015
Bilal askere!
-
23 Aralık 2012
Üstünde Da Vinci köprüsü! Altında yatar balık ölüsü!
-
22 Aralık 2012
Direnen Örnek Adam
-
5 Nisan 2010
Deniz Feneri oldu medüz!
-
5 Nisan 2010
Adana olayı: okurun gücü!
-
5 Nisan 2010
Halkın öğrenme hakkına kara çarşaf giydiriyorlar!
-
5 Nisan 2010
Müzeden tablo çalan! Hazine’den beslenen!
-
5 Nisan 2010
Farelere de sivil komuta!
-
5 Nisan 2010
İGDAŞ da vitrine çıktı satılıyor!
-
28 Şubat 2010
Neyzen Tevfik, TEKEL arsası için bana ne dedi?
-
28 Şubat 2010
Söz konusu TEKEL’in arsası olunca gerisi geliyor!
-
28 Şubat 2010
TEKEL’in altın binasından sonra pırlanta arsası!
-
22 Şubat 2010
Fener Dosyası: Kaplumbağa! Başsavcı Dosyası: Süpersonik uçak!
-
22 Şubat 2010
Siz 100 demokratsanız! Biz 110 demokratız!
-
22 Şubat 2010
Maliyenin Tekel Binası Cevabı
-
22 Şubat 2010
Sanki ben Allah’ın iyi kuluyum!
-
22 Şubat 2010
Tekel’in altın binası tarikata verildi!
-
22 Şubat 2010
Et fiyatı gökte! Mayın toprakta!
-
22 Şubat 2010
TEKEL'in binası tahsis edildi!
Yorumlar
+ Yorum Ekle