6 Şubat 2010

Dış etkenler

Dünya yeni bir ekonomik ve bunun üzerine inşa edilecek siyasal düzene doğru hızla yol alırken gündemimiz darbe polemikleriyle doldu. Genel görünümü şöyle özetleyebiliriz. Ordu içinde darbe hazırlığında olan küçümsenmeyecek odaklar vardı. Gerçi hedeflerine varamadılar ve bugün böyle bir teşebbüs olsa bile gerçekleşmesi imkansız. Ancak geçmişte yapılan hazırlıklar büyük olumsuzluklar içeriyordu ve darbe kadar onu hazırlamak için öngörülen olaylar da nefret uyandıracak cinstendi. Camiler bombalanacaktı. (Anlamı darbeciler dine karşıydı). Müzede katliam yapılacaktı. (En duygusal yanımız olan çocuklarımıza düşkünlüğümüz bir tahrik aracı olarak kullanılacaktı). Uçağımızı düşürecektik. (Daha önce teröristlerin yaptığı baskınların faillerinin askerler olduğu ima edilmişti. Yani askerler sadece düşmanın değil kendi askerimizin de tehdidine maruz kalabilirdi). Darbeciler sadece rejimi tehdit etmekle kalmıyor amaçlarına ulaşmak için tüm değerleri çiğneyebiliyordu. Bu görünüm, yapılan anketlere göre, orduya olan güveni hızla eritti.

Diğer ilginç yan ise olanların devletin güvenlik güçleri tarafından değil darbe karşıtı bazı askerlerin ihbarı, bunlara dayanarak yapılan izlemeler ve basına verilen bilgilerle ortaya çıkarılmasıydı.

Bu görünümün ne kadar doğru olduğu yargılamalar sonunda ortaya çıkacaktır. Ancak bu kadar tecrübeye rağmen şu soru cevapsız kalmaktadır: Darbeciler, geçmiştekiler de dahil, ülkenin tehlikede olduğuna inandıkları için mi yönetime el koydular, yoksa herhangi bir tehdit olmadığını bildikleri halde mi darbe yaptılar? Eğer bir tehlikeye inandılarsa bu ortamı kim yarattı?

Geçmişteki tüm darbelerin uluslararası ihtiyaçların bir ürünü olduğunu ve ortamın bunlar tarafından hazırlandığını, darbecilerin hatasının durumu analiz etmemeleri ya da edememeleri ve üretilmiş bir tehdide karşı hareket ettiklerini söyledim.

Günümüzde yaşananları şöyle değerlendiriyorum: 2003 yılında ordu içinde yönetime el koyma düşünülüyordu. Ancak bu hareket ordu içinde yeterli destek görmedi üstelik bir dış destek de bulunamadı. Oysa 28 Şubat kolaylıkla gerçekleştirilmişti ve ABD karşıtı politikalar izleyen Erbakan tasfiye edilmişti. Darbecilerin hatası bu olayı irtica karşıtı olarak değerlendirmek ve siyasi yanını ihmal etmekti. Oysa ideoloji olarak aynı olsa bile farklı bir parti iktidardaydı.

Şimdi bir darbe düşüncesi olmamasına rağmen 2003 yılındaki hazırlıkları günümüze taşımanın ve büyük bir operasyon yaratmanın sebebi ne olabilirdi? Bu sorunun cevabını kendi açımdan değerlendiriyorum ancak kimse bunu tartışmadığı için soruyu sormakla yetineceğim. Verilecek cevap yazının başında belirttiğim ordu hakkındaki oluşan imaj olabilir.

Bir gelişmenin lehimize olması bunun hakkında bazı şüphelerimizin olmasına engel olmamalı ve gerçeği aramak yerine görünenlerden yararlanmaya çalışmamıza sebep olmamalıdır. Bir sözümü tekrarlayacağım: Bir gün bahçenizde bir yılanın başının ezildiğini görürseniz memnun olmakla kalmayın, kimin yaptığını arayın. Bugün yılanın başını ezen yarın sizinkini ezebilir.

Bu yazı 1,250 defa okundu.