22 Şubat 2010

Sakin olalım...

Sorunları karşılıklı anlayış ve diyalogla çözme aşaması maalesef geçiliyor...
Çatışma ile çözme noktasına geliniyor.
Çatışmanın tarafları da giderek netleşiyor...
Laik cumhuriyet taraftarları ile laik cumhuriyet karşıtları...
Tarihten gelen bir hesaplaşma bu... Atatürk ve arkadaşları Vahdettin rejimini yenilgiye uğrattı ama dış tahrikle de desteklenen bu mücadele saman altından günümüze kadar sürdü. Sürüyor...
Son kavga nereden patlak verdi?
Erzincan Cumhuriyet Savcısı’nın tarikat ve cemaatlere karşı çok ciddi bir soruşturma başlatmasından..
Cumhuriyet düzeni ile tarikat düzeninin kafa kafaya gelmesinden...
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu soruyor:
“Sayın Cemil Çiçek, Erzincan Başsavcımızı arayıp, ‘Gözaltılara son ver, İsmailağa cemaatinin müridlerini serbest bırak’ dediğinde savcı ‘Derhal efendim’ deyip bu talimati yerine getirse idi bunlar başına gelir miydi?”
Gelmezdi. Çatışma cumhuriyet savcısının geri adım atmamasından kaynaklandı.
Bunda sonra gidiş nereye? Deniz Baykal’ın tespiti şu yönde:
“Siyaseti adalete yerleştirme, savcılara, hâkimlere emir kumanda etme, hükümetin talepleri doğrultusunda tetikçi hukukçuların, yargıçların, savcıların devreye sokulmak istenmesi adaletin temelinin çatırdamakta olduğunu göstermektedir...”
Adalet mülkün yani devletin temelidir. Adalet yıkılırsa devlet de yıkılır. Yargı delik deşik edilirse ülkede seçim de yapılamaz olur.
Cumhuriyeti yaşatmak için bir ortak anlayışa varacak mıyız? Yoksa Pakistan ya da Afganistan misali kanlı günlere mi uzanacağız?
Aklımızı başımıza devşirelim...

 

Baroları dinleyin
Başta İstanbul, İzmir ve Ankara baroları olmak üzere on binlerce avukatı temsil eden 30’a yakın baro, dün yayımladıkları bildirilerde HSYK’nın kararını desteklediler.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın HSYK’nın demokrasi ve hukuka darbe yaptığı savını barolar kabul etmedi. Arınç, Erzurum özel yetkili savcıları hakkında herhangi bir soruşturma bulunmadığını, HSYK’nın elinde belge olmadan nasıl karar verdiğini anlamadıklarını söylemişti. Baroların bildirilerinden aldığımız şu bölüm, sanıyoruz HSYK’nın karrındaki haklılığı açıkça anlatıyor:
“...2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu 98. maddesinde kişisel suç-görev suçu ayrımı yapılmaksızın “birinci sınıf hâkim ve savcılar, disiplin cezası, soruşturma ve kovuşturma bakımından Yargıtay üyeleri hakkındaki hükümlere tabidir” denmesine ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 250/3 maddesine göre 1.Sınıf Yargıçların ancak Yargıtay’da yargılanabileceği amir hükmüne rağmen; Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı sayın İlhan Cihaner’in Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarınca yetki aşımı yoluyla gözaltına alınması, görev yaptığı makamın, konutunun aranması, özel eşyasına elkonulması ve sorgulanması açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğundan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının yetkilerini kaldırması hukuk ve yasanın gereğidir.”
Özel yetkili savcıların yetki aşımı hayli açık biçimde kendini gösteriyor.

 

İrade
Bülent Arınç yargı alanındaki kaosu dün kendince şöyle özetledi:
“Demokrasiye, millet iradesine, anayasal sisteme yargı darbesi..”
Yandaş medya aynı tonda yayın yapıyor:
“Yargının kararı millet iradesine darbe..”
Sanırsınız ki millet iradesini tek başına AKP ve onun tüm ipleri elinde tutan lideri Tayyip Erdoğan temsil ediyor...
Oysa AKP millet iradesinin yüzde 47’sini temsil etmekte. O oran da yüzde 30’lara düştü.
Sevgili Özdemir İnce sık sık yazar:
- Hiçbir parti tek başına milli iradeyi temsil etmez....
Milli iradeyi kim temsil eder peki?
“Türk yargısı”
O yüzden kararlar  “Türk ulusu adına” verilir...

 

Adalet Bakanı Ergin son gelişmeleri  “Yargı bağımsızlığına darbe” olarak nitelemiş.
Yargıya asıl darbeyi sırf cemaati soruşturdu diye Başsavcı’dan intikam alanlar vurmuş olmuyor mu?
Haldun Ertem

 

Marş
Hocaların hocası Yalçın Küçük hoca yine döktürüyor... Yön Radyo’ya konuk olan Küçük Hoca, yeni bir tartışmayı başlatıyor.. Diyor ki:
“İstiklal Marşı’nı Mehmet Akif yazmamıştır.
Mehmet Akif bir tek gün dahi İstiklal Marşı’nı ben yazdım dememiştir.
Mehmet Akif yaşadığı müddetçe, her yazdığı nesri, manzumeyi içine koyduğu safahatlara İstiklal Marşı’nı koymamıştır.
Marş, Mehmet Akif’in şiirlerine benzemez.
Karayların(karai) Türkçesi fevkalade güzeldir. Biz, Mehmet Akif’in de Karay olduğunu söylüyoruz. İstiklal Marşı Akif’in hiçbir manzumesine benzemez. Hiçbir şey anlaşılmaz. Çocuklar söyleyemez...”

 

Cemaati soruşturduğu için tutuklanan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner  “Ben terörist miyim?” diye sormuş.
Terörist olsa hapse atılır mıydı?
*
TEKEL işçilerine pankart önerisi: “ 4 C vatandaşı olmak istemiyoruz, TC vatandaşı olmak istiyoruz”
Gülhan Elmas

 

Merak
Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Fatih Ilgar’ın İzmir’deki sorguları sabaha kadar sürmüş... Gazetelerde sorgunun Poyrazköy iddianamesi çerçevesinde yapıldığı söyleniyor. Poyrazköy davasının sanıklarından Levent Bektaş’ın avukatı Hüseyin Ersöz dedi ki:
- Poyrazköy’ün iddianamesi çoktan hazırlandı, duruşması nisanda başlıyor. İfadeler neden iddianame hazırlanırken alınmadı da iddianame bittikten sonra alınıyor anlamadık!

Bu yazı 1,246 defa okundu.