En Sıcak Konular

Necati DOĞRU
SÖZCÜ

Necati DOĞRU
1 Temmuz 2009

Başbakan’ın villaya taşınması bir destandır!



Başbakan’ın ailesinin her ferdine İstanbul’un Kısıklı’sında ayrı ayrı 5 tripleks (üçer katlı) villa birden alarak “villalı hayata” atlaması “yenilmişliğin yenmişliğe dönüşmesi ve gelişmesi”dir.

Destanlık başarıdır.

Destanı yazılmalıdır.

Marşı da bestelenmelidir.

Nasıl ki Cumhuriyet’i ilk kuranların, yokluktan yoksulluktan kurtulmanın haykırışı olarak şair Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel’e sözlerini yazdırdıkları; “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan (...) Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” diyen “10. Yıl Marşı” yazıldı, şimdi bunun yanına bir “80. Yıl Marşı”nı koymanın zamanıdır.

Yeni şairler bulunmalı.

Yeni marş yazılmalıdır.

Sözleri şöyle olabilir:

“Çıplaktık!

Hamama girdik nalınla!

Mağduriyeti yendik.

20 yılda...

Villalarla ördük hayatı paha biçilmez malımla.”


Gerçekten de 20 yıl önce Başbakan, belediye başkanı olmadan önce, partisinin İstanbul İl Başkanı iken; tapusuz araziye ev yaptığı için kondusunu yıkmaya gelen dozerleri önce Atatürk posteri ve Türk bayrağı göstererek; olmadı taş atarak, zırhlar giymiş çelik kalkanlı polisi de geri püskürterek korumaya çalışan milyonlarca garipten-gurebadan biriydi. 15 yıl önce Kasımpaşa’da sahibinin adı Hasan Basri Yıldız (şimdi Denge Araştırma şirketinin Başkanı) olan 2 katlı kagir bir evde kiracı olarak oturuyordu.

Sonra Üsküdar’a taşındı.

Üsküdar’da Emniyet Mahallesi’nde partinin İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi ve gıda toptancılığından zengin Reşat Sözen’in binasında oturmaya başladı.

15 yıl rüzgar gibi geçti.

İstanbul Çamlıca sırtlarında Allah’ın bahşettiği yeşil rengin ne kadar çok tonu varsa hepsinin bulunduğu ve Kısıklı halkının “yeşilin göbeği” diye tarif ettiği eski bir köşkün arazisinde yapılan 10 villadan 5’ine Başbakan talip oldu.

Haber halktan gizlendi.

Fakat satın alındı villlalar.

20 yıl gibi kısa bir zamanda 2 katlı kâgir evden 3 katlı önünde yüzme havuzu, bahçe kapısında özel korumalı, sabah bülbül sesleriyle uyanılan villaya taşındı.

Başarı öyküsüdür.

Ne öyküsü be...

Destandır...

Türkiye’de garipliğin-gurebalığın “kader olmadığının”, insanın hem politikanın en yüksek mevkilerinden biri olan başbakanlığa yükselebileceğinin, hem de zenginlerin cenneti dünyada inşa etme becerisinin somut adımı sayılan villalı hayata geçebileceğinin somut göstergesidir.

Başbakan ispatladı:

Türkler başarabilir.

Yenilmişliği yenebilir.

Türkiye’de bir aile babası, 20 yılda kiracı olarak oturduğu kagir evden kendi malı 1.5 milyon dolarlık villaya geçebilir. Sadece kendisini değil, ailesini de villalı yaşama geçirebilir.

Bu, destan değilse nedir?

Başbakan nasıl başardı?

Ne yaptı, nasıl yaptı?

Kriz yılında villaya taşındı.

Anlatılmalı ve yazılmalıdır.

Gazetelere röportajı, üniversitelerin iktisat fakültelerine dersi, camilere vaazı konulmalıdır.

Yoksulluğun kökünü kazımak için “Başbakan’ın yenilmişlikten yenmişliğe dönüşüm modeli” her garibin, her gurebanın, her fakirin, her fukaranın bellemesi için “hızlandırılmış kurslar” düzenlenmelidir. Az gelişmişliğin sosyolojisi üzerinde çalışan Hindistanlı profesörler açıkça söylüyor ki, yoksulluğu bitirmek için kitlesel eğitim şarttır. Dolasıyla Türkiye’nin önüne altın bir fırsat çıktı.

Uyarıyorum!

Fırsat araya gitmesin!

“Başbakan nasıl villalandı” adlı kitlesel eğitim dersi müfredata girsin.



Bu yazı 1,178 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Aralık 2018 Naylon trenci!
    • 30 Ağustos 2015 Bilal askere!
    • 23 Aralık 2012 Üstünde Da Vinci köprüsü! Altında yatar balık ölüsü!
    • 22 Aralık 2012 Direnen Örnek Adam
    • 5 Nisan 2010 Deniz Feneri oldu medüz!
    • 5 Nisan 2010 Adana olayı: okurun gücü!
    • 5 Nisan 2010 Halkın öğrenme hakkına kara çarşaf giydiriyorlar!
    • 5 Nisan 2010 Müzeden tablo çalan! Hazine’den beslenen!
    • 5 Nisan 2010 Farelere de sivil komuta!
    • 5 Nisan 2010 İGDAŞ da vitrine çıktı satılıyor!
    • 28 Şubat 2010 Neyzen Tevfik, TEKEL arsası için bana ne dedi?
    • 28 Şubat 2010 Söz konusu TEKEL’in arsası olunca gerisi geliyor!
    • 28 Şubat 2010 TEKEL’in altın binasından sonra pırlanta arsası!
    • 22 Şubat 2010 Fener Dosyası: Kaplumbağa! Başsavcı Dosyası: Süpersonik uçak!
    • 22 Şubat 2010 Siz 100 demokratsanız! Biz 110 demokratız!
    • 22 Şubat 2010 Maliyenin Tekel Binası Cevabı
    • 22 Şubat 2010 Sanki ben Allah’ın iyi kuluyum!
    • 22 Şubat 2010 Tekel’in altın binası tarikata verildi!
    • 22 Şubat 2010 Et fiyatı gökte! Mayın toprakta!
    • 22 Şubat 2010 TEKEL'in binası tahsis edildi!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,239 µs