En Sıcak Konular

Sabahattin ÖNKİBAR
www.aydinlikgazete.com

Sabahattin ÖNKİBAR
20 Temmuz 2011

CIA, Ankara’dan ne istiyor?



Birkaç ay önceydi.  CIA’nın önceki başkanı Leon Panetta Ankara’da 5 günlük bir çalışma ziyareti yapmıştı.
Bu beş günlük süre ilginç, çünkü hiçbir CIA Başkanı tatil dışında başka bir ülkede bu kadar uzun süre  kalmadı.
Leon Panetta  Beyaz Saray’ın da gözdesi; nitekim CIA Başkanlığından Savunma Bakanlığına terfi ettirildi.
Derken ABD derin devletinin üç önemli ismi  senatörler John Mc Cain, Joe Liberman ve Lindsey Graham Ankara’ya gelerek Başbakan’la kapalı kapılar ardında bir araya geldi.
Bitmedi; Dışişleri Bakanı Hilary Clinton da birkaç gün önce Türkiye’deydi.
Ve son olarak CIA’nın yeni Başkanı Petraeus’un Ankara’daki bu ziyareti yeni CIA patronunun yaptığı ilk dış gezi.
Herkesin kabul ettiği gibi bu ziyaretler rutin değil, belli ki CIA Türkiye üzerinden bir operasyon yürütüyor.
Peki ne midir o operasyon?
Büyük Orta Doğu Projesinde finale gidişin realize edilmesidir.
Özellikle Suriye konusu acandanın en önemli ve öncelikli başlığıdır.
Paxamericana belli ki Suriye operasyonunda Türkiye’ye rol ya da görev vermek istiyor.
Dahası, İslam hinterlandında yürütülen paket proje kapsamında sadece model değil, aynı zamanda Truva atı olmasını istiyor.
Peki Ankara’nın verdiği tepki mi?
Her şey ortada...
Türkiye şu ana kadarki seyri ile ABD’nin adeta ileri karakolu gibi davranıyor ki Libya ve Suriye’de attığı dramatik geri adımlar bunun delilleridir.
Fotoğraf maalesef Türkiye’nin Orta Doğu’da Washington’un lejyonerliğini üstlenmesi olarak tecelli ediyor.
Peki ya PKK konusu mu?
ABD’nin şu an için birinci önceliği Suriye ama, PKK bağlamında yeni Anayasa ve affı dayattığı da sır değil.
Hülasa, CIA’nın Ankara’yı mesken tutması Türkiye’nin soğuk savaş süreci sonrasında füze kalkanı anlaşması dahil pek çok konuda Atlantik Paktı ile yeniden nikah kıyması anlamına geliyor; ama bilinmelidir ki AKP kendini kurtarmak adına Türkiye’nin geleceğini ipotek altına  sokuyor...

ÇELİŞKİLER KUMKUMASI
Başbakan’ın Kıbrıs mesajlarına ne kadar güvenilebilir?
Tayyip Erdoğan ilginç bir portre.
Pek çok önemli konuda neredeyse her hafta ayrı bir tutum alıyor.
Hatırlayın, Güneydoğu bağlamında seçim öncesi Kürt meselesi yoktur dedi, seçimden sonra hükümet programını okurken var olduğunu dillendirdi ve son olarak Silvan saldırısı sonrasında yine yoktur dedi.
Bir ay içinde görülen bu korkunç çelişki medya tarafından zerre görülmedi ki  aynı şeyi kazara Kılıçdaroğlu yapsa dünya başına yıkılırdı.
İşte bu Tayyip Erdoğan Kıbrıs bağlamında da aynı tavırlar sergiliyor.
Son 9 yılı göz önüne getirin, Türkiye, AB ve Kıbrıs bağlamında adeta paspas yapıldı derken Başbakan dün Rauf Denktaş’ın çizgisine gelerek özlenen tutumu sergiledi ve iyi bir posta attı.
Peki ama Tayyip Bey’in bu  dik duruşuna ne kadar inanabiliriz?
Keşke inanabilsek, ama biz Erdoğan’ın Libya’da NATO’nun ne işi var postasının birkaç gün sonrasında Libya’ya tezkere bile çıkmadan Türk savaş  gemilerini gönderdiğini ve Türkiye’yi Libya operasyonu için üs olarak tahsis ettiğini biliyoruz. Keza NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in atanması olayındaki mahçubiyetini de hatırlıyoruz. Dolayısı ile Başbakan’ın Kıbrıs ile ilgili son güzel nutkunun  takip edilmesi noktasında şüpheler içindeyiz..

ARANAN MUHALEFET
Meclis TV de AKP TV oldu!
TBMM’deki muhalefet partilerinin sesini duyurabildiği tek alan Meclis TV idi; lakin artık o mecra da kapandı.
AKP TRT’ye talimat vererek Meclis TV yayınlarında kısıtlamaya gitti ki bundan sonra Meclis TV kısa bir zaman diliminde sadece banttan yayın yapabilecek.
Peki, bu niye mi oldu?
Muhalefet o kanaldan sesini duyuruyordu da ondan!
Medyanın yüzde 95’ini fetheden AKP, Meclis’te yapılan görüşmeleri halk izlemesin istedi ki bunun adı tartışmasız olarak sansür ve karartmadır.
Bundan böyle muhalefetin
Meclis konuşmaları canlı olarak yayınlanmayacak.

YÖNTEM UYUŞMAZLIĞI
Öcalan’la Kandil arasındaki temel çelişki
Kandil’e göre, AKP Öcalan’ı uyutuyor, dolayısı ile taktik ve  stratejiler ona göre belirlenecek.
Kandil’in bu çıkışı PKK içinde bir çatlak mıdır, emin değilim ama söyliyeceğim İmralı ile Kandil arasında metot uyuşmazlığının zuhur ettiğidir.
Kandil, Öcalan’ın AKP baskısı ile PKK’yı terhis etmek istediğini düşünüyor ve buna karşı çıkıyor, zira böyle bir durumda Kürt hareketinin pazarlık gücünün düşeceğini söylüyor.
Keza Kandil ilan edilen özerkliğin hayata geçirilmesi noktasında  aktif tutum alınmasını öneriyor.
Buna mukabil Öcalan’ın temel önceliği ise genel aftır.
Öcalan her şeyi affa, yani kendisinin salıverilmesine endekslemiş durumda ve aktif olarak o yönde bir tutum alıyor.
Peki ya BDP mi?
Onlar Kandil ile İmralı arasında kalmış gibi görünüyor.

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19101



Bu yazı 1,432 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 21 Aralık 2018 Trumpın çekilme kandırmacası, bundan dolayı!
    • 11 Aralık 2018 Açıklanan enflasyona yüzde 88 inanmıyor!
    • 30 Ağustos 2015 Devlet değil, Saray çıkarı!
    • 28 Eylül 2014 IŞİDi peydahlayan kim, hedefi ne?
    • 15 Temmuz 2014 Torun-oğul rövanşı ve büyük itiraf!
    • 6 Temmuz 2014 Abdullah Gül böyle tehdit edildi!
    • 23 Aralık 2012 Ahmet Altan yaptığın pazarlığı açıkla!
    • 22 Aralık 2012 Her şeyi anlatan o fotoğraf!
    • 1 Aralık 2012 Provokasyona sazanlık ve Hakkari dururken Suriye!
    • 24 Temmuz 2012 ABD, Büyük Kürdistanı Tayyip Erdoğana kurduruyor!
    • 10 Temmuz 2012 The Cemaat’dan Başbakan’a kasetli şantaj mı?
    • 27 Mayıs 2012 NATO Zirvesi’nde Tayyip bey ile Davutoğlu’na ‘yalancısın’ ithamı
    • 19 Mayıs 2012 Genelkurmay AKP ve ABD’yi korumak için yalan mı söyledi?
    • 8 Mayıs 2012 Abdestli Siyonistler!
    • 18 Kasım 2011 Vah Kozinoğlu vah!
    • 13 Kasım 2011 Tayyip Erdoğan, bu bombayı kucağına niye aldı?
    • 7 Kasım 2011 Söylediklerin ve yazdıkların aleyhine delil olabilir!
    • 30 Ekim 2011 Öcalan’la müzakere masasına oturan bakan?
    • 22 Ekim 2011 HZ MUHAMMETSİZ İSLAM OLUR MU?
    • 22 Ekim 2011 Demirel: Suriye’ye karışırsanız birileri de Türkiye’ye karışır!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,366 µs