En Sıcak Konular

Melih AŞIK
Milliyet Açık Pencere
Melih AŞIK
30 Ekim 2011

Amerika yakalar!



Amerikan basınında Kaddafi’nin nasıl yakalandığını ve öldürüldüğünü okuyoruz:
“Kaddafi perşembe günü Sirte kentinden çıkış yaptı... Konvoyu Amerikan casus uçakları tarafından saptandıktan sonra ilk olarak uzaktan kumanda ile Nevada’dan yönetilen Predator uçağı ile vuruldu. Hemen sonra bir Awacs uçağı Fransız jetlerini göreve çağırdı. Fransız jetleri Kaddafi ve yakınlarının içinde bulunduğu konvoya iki adet 500 paundluk bomba attı. Bombalama sonucunda birçok kişi öldü, Kaddafi ise yaralandı. Libya lideri İngiliz SAS kuvvetlerinin yönlendirdiği Libyalı isyancılar tarafından linç edildi...”
ABD’nin savaş yeteneklerini görüyor musunuz?
Adamı Libya çölünün ortasında casus uçakla buluyor, Nevada’dan yönettiği insansız uçakla vuruyor, Awacs’la yerini Fransız uçaklarına bildiriyor, bombalattırıyor.
Libyalı teröristlere verdiği bu destekle Kaddafi’yi imha ediyor.
Ve aynı Amerika bir türlü PKK çetelerinin yerini bulamıyor!..
Sözde bize istihbarat veriyor.. Ama verdiği istihbarat bir türlü işe yaramıyor...
Ancak eğer istihbaratı bize değil de PKK’ya veriyorsa o istihbarat çok işe yarıyor denebilir... Çünkü PKK hayli zor operasyonları gayet başarıyla gerçekleştiriyor!
Bu arada ne iktidar ne muhalefet ABD’ye:
- PKK canileri yıllardır sizin kontrolünüzdeki topraklarda üsleniyor, bu işe bir son verin ya da bırakın biz verelim, diyemiyor...
ABD, PKK’yı yok etmemizi istemiyor.
Phillips ve benzeri raporlarında hükümete sürekli “PKK ile anlaşın” tavsiyesi yapılıyor.
Hangi koşullarda anlaşacağız? Tabii PKK’nın dayattığı koşullarda...
O koşulları kabul etmeyince PKK öldürmeye devam ediyor...

 


Kimliğimiz: İnsanlık! 
İstanbul’da yüz binlerce Kürt ve Türk birlikte yaşıyor.. Siz hiçbir araba kaza yaptığında ya da bina yıkılıp insanlar altında kaldığında kazaya uğrayana “Türk müsün, Kürt müsün” gibi soru sorulduğunu duydunuz mu?
Bu ülkede yaşayan insanlar birbirinin yardımına koşarken etnik kimliğine bakmaz.
Van depremiyle ilgili Kürt - Türk muhabbeti nereden çıktı peki?
Evet halkın canını yakan, cinayetler işleyen PKK adlı bir örgüt var.
Bu örgüt Kürt milliyetçisidir.
Halk bu örgüte karşı öfkeli...
Ama herhalde silahlı örgüt ile deprem felaketzedelerini birbirine karıştırmanın mantığı yoktur.
Kaldı ki bir binanın altında terör örgütü üyeleri de kalmış olabilir...
İnsanlığın icabı o kişileri oradan kurtarmaktır.
Kurtarır sonra yasalar önünde hesaba çekersiniz.
Bir TV programcısı hanım “Polise önce taş atıyor sonra yardıma çağırıyorsunuz” gibi laflar etmiş. Sosyal medyada bu hanıma karşı tepkiler oluşmuş... Bu hanımın sözlerini cahilliğine ya da zevzekliğine verip geçeceksiniz... Üzerinde durmaya bile değmez...
Bu felaket üzerinden siyasi tartışmalara ya da PKK ile hesaplaşmaya girişmek ilkelliktir.
 MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Ağlama sırası onlarda” gibi sözleri kınaması yerinde bir çıkıştır.
Genel görüntü zaten bütün bu sakıncaları ortadan kaldıracak bir yücelik arz ediyor.
Yurdun dört bir yanında insanlar yardım için seferber olmuş durumdalar.
Çoğunluk etnik kimlik vs. gözetmeden sadece yardımı düşünüyor... 
İnsan kimliği bütün kimliklerin üzerindedir. Onu kaybedersek her şeyimizi kaybettik demektir.

 

Uğur 
Star Televizyonu Doğuş grubuna satıldı... Doğuş grubu daha önce siyasi program yapan gazetecilerin işine son verdiği için Uğur Dündar, Star’da kalmak istemedi. CNN Türk’e geçeceği yolunda haberler dolaşıyordu. Ancak Uğur, Star’a veda ederken en azından yakın gelecekte Doğan grubunda çalışmayacağını ifade etti... Dedi ki:
“Star’ın satılmasının ardından Aydın Doğan’la görüştük. Star TV için neler yaptığımızı, çökmüş bir kanalı haberle nasıl ayakta tuttuğumuzu o da biliyordu. Aydın Bey ‘Doğan grubunda sana önerebileceğim bütün koltuklar dolu’ dedi. Kendisiyle el sıkışarak dostça ayrıldık...”
Bir gazeteci başarılı olursa taltif edilir. Bizde gazeteci başarılı olursa hapse yollanıyor. Olmadı patron yollarını ayırıyor. Çünkü iktidar baskısı patronun tepesinde Damokles’in kılıcı gibi sallanıyor. Daha da acısı; böyle bir iktidar özgürlükçü anayasa yapacak, diye hayaller kuruluyor...

 

Deniz Feneri’nde tahliye edilen 6 şüpheliden sonra cezaevinde kalan
2 şüphelinin tahliye beklentisi boşa çıkmış.
Demek ki onların belli noktalarla fazla samimiyeti yoktu...
Haldun Ertem

 
 

CB
Depremin üzerinden 48 saat geçmiş.. Köylere hala ulaşılamadığı gelen haberler arasında. Yurttan yardım yağıyor ama yardım koordinasyonu çalışmıyor. Bir deprem ülkesindeyiz ama her depremde aynı başıbozukluğu yaşıyoruz.
Bu arada Cumhurbaşkanı deprem bölgesine gitmeyeceğini açıklamış.
Gerekçesi doğru. Başbakan da gitmemeliydi.
Çünkü o zaman yerel yöneticileri felaketi unutup devletlüleri ağırlama telaşına düşüyor.
Devletlüler “olay yerinde incelemeyi” faleket gelmeden yapmalı...

 

Türkiye, çocuk haklarında her dersten sınıfta kalmış.
Hocalar takmıştır da ondan!
Fahrettin Fidan
 

Libya’ya şeriat gelmiş.
Bu şeriatı ABD getirdiğine göre
Obama’nın “gizli Müslüman” olduğu doğru galiba...
Gülhan Elmas

 

Gönül
İngiltere’de yaşayan Oya Malgir ile Türkiye’deki arkadaşları küçük bir teşkilatlanmaya gitmiş, Türkiye’deki kadın hapishanelerinde yatan mahkûmlar ve çocukları için yardım topluyorlar. Bu yardımları depolarda biriktiriyor sonra kadın hapishanelerine taşıyorlar. Dün Eskişehir Kadın Hapishanesi’ne malzeme yardımı nakledilmesi gerekiyordu. Kadın mahkûmlar haber göndermiş:
- Bizi şimdilik idare edecek kadar malzememiz var... Siz bize vereceğiniz yardımı lütfen Van’daki deprem bölgesine gönderin.
Oya Malgir bu olayı telefonda ağlayarak anlattı.. Öylesine duygulanmıştı...
http://gundem.milliyet.com.tr/amerika-yakalar-/gundem/gundemyazardetay/26.10.2011/1455174/default.htm



Bu yazı 1,411 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Aralık 2018 Ekonomi yürümez!
    • 30 Ağustos 2015 PKKya sorular...
    • 26 Mayıs 2015 Teslimatın sırrı!
    • 28 Eylül 2014 Yargıtayla savaş!
    • 22 Temmuz 2014 Oyunuz Kime Niyet?
    • 18 Haziran 2014 Sıfır İtibar
    • 23 Aralık 2012 Dikta istiyoruz!
    • 22 Aralık 2012 Taraf' ta darbe
    • 1 Aralık 2012 Federasyona doğru
    • 6 Kasım 2012 TOKİ yakalandı...
    • 17 Ekim 2012 Ateşle oynuyoruz!
    • 24 Temmuz 2012 Uçurumun kıyısı
    • 10 Temmuz 2012 İstifa erdemi
    • 27 Mayıs 2012 Sorumluluk devrolmaz!
    • 19 Mayıs 2012 Hangi yargı bu!
    • 8 Mayıs 2012 Hapis özgürlüğü...
    • 13 Kasım 2011 Wikileaks’te Baykal
    • 7 Kasım 2011 Hukukun sonu...
    • 30 Ekim 2011 Amerika yakalar!
    • 22 Ekim 2011 Çarşambanın gelişi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,681 µs