En Sıcak Konular

Cevher İLHAN
Yeni Asya

Cevher İLHAN
7 Kasım 2011

Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!



Libya müdahâlesi öncesi İzmir’in NATO’nun Hava Üssü yapılması ve ABD’nin İran’ı hedef alan “füze kalkanı radarı”nın ilkinin Malatya-Kürecik’te konuşlanmasıyla başlayan süreçte, Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere Müslüman ülkelere yönelik “savaşın üssü” olduğu ortaya çıkmakta.

Bilindiği gibi, Türkiye ile Suriye’nin ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptığı, Erdoğan ile Esad’ın canciğer kuzu sarması olduğu dönemin ardından, Batı ile birlikte Şam yönetiminden önce “iki hafta”nın, ardından “bir ay içinde reformları yapması”nı dayatan Ankara, akabinde bütün ilişkileri kesti.
Öylesine ki “Suriye’ye yönelik yaptırımlar”ın BM Güvenlik Konseyi’nde veto edilmesi üzerine, en büyük tepkiyi gösteren Erdoğan, “Bu karar bizi bağlamaz” deyip ABD ve bazı Avrupa ülkeleri ile birlikte “yaptırımları uygulayacaklarını” söyledi.
Ne var ki Suriye ile vizelerin kalktığı, Suriye pazarlarının Türk mallarıyla dolduğu, sınır ticaretinin sınır illere büyük yararlıklar sağladığı bir sırada, aynı inancı ve tarihi paylaştığı ve vatandaşlarının akraba olduğu Suriye ile ilişkilerin bölge dışı küresel güçlerin egemenlik ve çıkar emelleri hesâbına itilmesiyle kalınmıyor. 
Libya muhalefetine yüz milyonlarca dolar para yardımında bulunan, hatta el altından “emekli özel harekâtçılar”ı gönderip silâhlı kalkışma eğitimi verdiren Türkiye, şimdi de Suriye muhâlefetine tam destek veriyor. Bingazi’ye gidip Libya muhâlefetiyle toplantılar yapan, mitinglerine katılan Dışişleri Bakanı, Suriye muhalefetinin temsilcileriyle açık açık görüşüyor. Hatay’daki kamplarda “Suriye’de terör ve kargaşa çıkaran militanların ve ajanların merkezi ve sığınağı” haline getiriyor...

“SİLÂHLI GRUPLARA
DESTEK” İDDİASI…
Batı basınında her gün Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonlarda, Suriye’deki rejime karşı silâhlı mücadele veren “Özgür Suriye Ordusu adlı silâhlı örgüte ev sahipliği yaptığına dair haberler çıkmakta.
Amerikan New York Times gazetesine göre, Suriye ordusundan ayrılan askerlerin kurduğu “Özgür Suriye Ordusu”nun komutanı Albay Riyad Esad ve onlarca militanın bulunduğu kamplar Türk askerleri tarafından korunuyor; Ankara silâhlı gruplara destek veriyor.
Türk Dışişleri yetkililerinin kampın sadece “insanî’ amaçla kurulduğu” iddialarına karşılık, en son Suriye’de dokuz askerin öldürülmesiyle sonuçlanan çatışmaya karışan militanların Hatay’daki Suriyelilerin kaldığı kampta kalanlardan oluşturulduğu bilgisi, bunlardan biri.
Dahası, “silâhlı mücadele için hazırlanıyoruz, uluslar arası toplum silâh desteği verirse rejim çok çok kısa zamanda düşer” diyen Albay Esad’ın, biri keskin nişancı, ağır silâhlı on Türk askeri tarafından korunduğu açık açık bildiriliyor.
Suriye’de muhalefetin “demokratik talepleri”ni silâhlı çatışmaya, yakma ve yıkmaya vardırması, kanlı iç çatışmalarla ülkenin iç karışıklık ve kaosa itilmesi, tıpkı Irak, Afganistan ve en son Libya’da olduğu gibi ecnebilerin bu Müslüman komşu ülkeye “müdahâlesi”ne zemin hazırlama bayat oyunu olduğu ortada.
Esasen, ABD’nin Türkiye’de çok gayr-ı resmî üssü olduğunu”, “yarım asırdır röportajlarıyla dünyadaki politik hareketleri belirleyen ünlü gazeteci” Seymour Hersh’in yaklaşık üç yıl önceki ikrarları, İncirlik gibi bilinenlerin yanı sıra kamuoyundan gizli “ABD’nin Türkiye’deki gayr-ı resmî üsleri”nin kullanılma maksadlarını ve “arka plânı”nı deşifre ediyor. (Nagehan Alçı, Akşam, 27.5.2008)

“İSRAİL DOSTU” BİR YÖNETİM
Washington ve Tel Aviv’in TSK ile çok yakın koordinasyon içinde bulunduğunu ve Irak ve Suriye sınırına yakın yerlerde Amerikan üsleri olduğunu belirten Hers’in, “ABD’nin Türkiye’de mevcudiyeti resmen açıklanmamış üsleri var. Bir takım gizli anlaşmalar çerçevesinde istihbarat paylaşılıyor ve Amerikan özel kuvvetlerinin operasyonlarına imkân sağlanıyor” cümlesi, işin içyüzünü ortaya çıkarıyor.
Hersh’in, Kürt sorunu ve Ortadoğu’daki kaos ortamıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerinde, İsrail’in ABD’nin bilgisi dahilinde Suriye’yi bombaladığını, ancak Suriye’nin sessiz kalmasını Ortadoğu’da büyük bir savaşı önleme isteğine bağlaması, dikkat çekici.
Ancak, 1959’dan beri gazetecilik yapan Hersh’in, “Askerî olarak ABD Türkiye’ye çok önem veriyor. Bu önem politikalardan bağımsız. ABD’nin Türkiye’de resmen açıklanmayan birçok üssü var. Bir takım gizli anlaşmalar çerçevesinde istihbarat paylaşıyorlar, bu da Amerikan özel kuvvetlerinin operasyonlarına imkân sağlıyor” tesbiti daha da çarpıcı.
Bu açıdan, Independent’tan Robert Fisk’e konuşan Suriye Devlet Başkanı Esad’ın basın danışmanı Buseyna Şaban’ın, “füze kalkanı”nı kabul eden “Türkiye’nin pastadaki payı ne bilmiyorum” imâsıyla “Türkiye’nin Suriye’ye karşı kısa zamanda tutum değişikliği”nin altında daha büyük nedenler olmalı” ifâdesi düşündürücü.
Bu durum, Libya’yı emperyal emellerine entegre edip iç savaş bölünme ile karşı karşıya getiren İsrail’in yanıbaşındaki Suriye’yi çökertip blokeyle kargaşaya iç savaşa sürükleyip “dış müdahâle”yle bölme ve parçalama plânıyla, öncelikle “İsrail dostu” bir yönetimin işbaşına getirilmesi “menhus oyunu”nu sözkonusu ediyor.

http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay2.asp?id=4000



Bu yazı 1,461 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ocak 2016 Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin
    • 30 Ağustos 2015 Dayatılan, garip kapris seçim
    • 28 Eylül 2014 Stratejik derinlik BOP hesbına işliyor
    • 5 Temmuz 2014 Yönetmelikle GDOya izin!
    • 23 Aralık 2012 Ateşlenen fitne
    • 21 Aralık 2012 İsraille işbirliğine ilveler
    • 30 Ekim 2012 İslm ülkelerindeki dahil karışıklıklara karşı
    • 17 Ekim 2012 Terörle mücadelede stratejik hatalar
    • 1 Ağustos 2012 Ankara-Bağdat siyas krizi…
    • 24 Temmuz 2012 Asıl plan, Suriyenin Iraklaştırılması!
    • 10 Temmuz 2012 Denetim mekanizmalarını ıskat…
    • 19 Mayıs 2012 “Uludere faciası” üzerindeki sır perdesi…
    • 8 Mayıs 2012 Kaosa düşürecek asıl felket
    • 13 Kasım 2011 İki hizmet ve fedakrlık nişnesi; Tevfik ve Vasfiye İleri
    • 7 Kasım 2011 Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!
    • 30 Ekim 2011 İran ve Suriye saptırması…
    • 30 Ekim 2011 ABD’ye ses çıkarmayıp AB’yi suçlamak
    • 22 Ekim 2011 Çelişkili atraksiyonlar…
    • 22 Ekim 2011 Terörle mücadelede netice almak…
    • 24 Eylül 2011 Özerklik” demokrasi değil, tefrikayı getirir…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,554 µs