En Sıcak Konular

Melih AŞIK
Milliyet Açık Pencere
Melih AŞIK
7 Kasım 2011

Hukukun sonu...



Özel yetkili mahkemeler tarafından yeri ve adresi belirli olan yurttaşlara davetiye gönderilmeden apar topar gözaltı uygulaması...
Susma hakkını kullanmalarına karşın şühphelileri 4 gün nezarette bekletme...
Sabahlara kadar savcı - hakim sorgulaması...
Dosyadaki bilgi ve belgelerin avukatlardan saklanması...
Basında iğrenç bir linç kampanyası başlatılması...
Bunlar özel yetkili mahkemelerde artık hukuk klasiği oldu...
Adil yargılama, masumiyet karinesi gibi ilkeler paspas gibi çiğneniyor...
Evrensel ceza hukuku kuralları ve AİHM kararları ağır biçimde ihlal ediliyor...
Ergenekon soruşturmasının başından beri, dört yıldır bu böyle...
Son olarak Ragıp Zarakolu ve Prof. Büşra Ersanlı’nın gözaltı ve sorgulamasında şüphelilere aynı eziyet uygulandı...
Ancak Ergenekon soruşturmasıyla son tutuklamalar arasında büyük bir fark var...
Ergenekon sürecinde yazarlar, üniversite rektörleri, generaller tutuklanırken:
- Artık herkese dokunuluyor, diye sevinç çığlıkları atan... “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, kurunun yanında yaş da yanar”, gibi basmakalıp laflarla adaletsizliğe kılıf uyduran yarım aydınlar bu defa çok öfkeli... Hukuk ilk kez çiğneniyormuşcasına tepkililer...
Oysa bu yargı düzeni de onların oylarıyla “Yetmez ama evet” sloganlarıyla kuruldu. Yargı onlara göre Kemalist vesayet altındaydı, referandumda anayasa değiştirildi, böylece yargı tarafsız ve bağımsız bir niteliğe kavuştu! Buyurun size bağımsız ve tarafsız yargı...
Bir; Özel mahkemeler kaldırılmadıkça hukuk kendine gelemez...
Bilelim ki... HSYK iktidarın emrinden çıkarılmadıkça, bağımsız ve tarafsız yargı hayaldir... Tam tersine, bu yapıdaki bir yargı, iktidarın siyaset silahı olarak görev yapacaktır... 

 

2012’de emekli maaşı 33 lira, Cumhurbaşkanı’nın maaşı 3 bin lira artacakmış.
Eee...  Benim Cumhurbaşkanım işini bilir.
Fahrettin Fidan
 

 Bülent Arınç, Meclis’te Deniz Feneri’yle ilgili soruları yanıtlamamış.
  “Her şey meydanda, neyi yanıtlayayım”
deseydi bari...
Haldun Ertem
 

 

Teneke çelenk...
Sözcü gazetesinde Mehmet Türker Şile’de gördüğü teneke çelenklerden bahsediyor.
‘29 Ekim - 10 Kasım’ gibi önemli günlerde Atatürk heykelleri ve büstlere konan çelenklerin çelenk değil üç ayaklı tenekeler olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin hemen her yerinde artık çelenk yerine teneke devri başladı. Parti, dernek ve vakıflar önemli günlerde teneke çelenkleri getirip Atatürk anıtına bırakıyor, akşam da alıp götürüyorlar. Böylece bayramı kutlamış oluyorlar...
Her gün etrafa para saçan belediyelerin bu tasarruf hamlesi doğrusu göz yaşartıyor.
Daha doğrusu galiba... Önemli günlerin, gerçek çelenk konulacak kadar hatırı kalmadı... 

 


Claire uyarıyor
Türkiye’de yaşayan Amerikalı gazeteci Claire Berlinski’nin bir twitter mesajını gördük... Diyor ki:
“Öğrenci velileri okulların bağımsız kuruluşlarca denetlenmesini talep etmelidir...”
Veliler ısrarlı olursa başarırlar...
Ayrıca hastaneler de elden geçirilmeli...
Körfez depreminden sonra aylarca hatta yıllarca:
- Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, diye bağırdık.
Van depreminde görüldü ki... Her şey eskisi gibi...
 Hatta zaman zaman eskisinden de kötü...
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe diyor ki:
- Körfez depreminden sonra İstanbul’da  bir deprem sonrasında halkın toplanacağı 480 nokta belirledik. Özellikle park alanları ve devlet arazilerini seçmiştik. Ancak aradan geçen 12 yılda bu alanların yarısı yok edildi... Toplanma alanı sayısı 240’a düştü...
İstanbul’da artçı depremler başlasa insanların kaçacağı yer olmadığı gibi deprem sonrasında çadır kurulacak yer de yok kısacası. Bir deprem durumunda yol da kalmayacak... Peki ne yapmalı?
Rahmetli Çelik Gülersoy’un bu konudaki önerisi şuydu:
Ankara bu konuda radikal bir karar alıp Genelkurmay’ı görevlendirmeli. Askeri makamlar, mevcut istihkâm taburları gibi ‘deprem taburları’ oluşturmalı... Bu taburların bir deprem vukuunda görevleri şunlar olmalı:
‘Ana ulaşımı açmak, yangınları önlemek, sağlık merkezi kurmak, yiyecek temini ve yağmayı önlemek.’”
                                       

 

Dört ayaklı lüks
CHP’nin diyanet kökenli milletvekili İhsan Özkes, Meclis’te konuşuyor:
- Kurbanlıklar bile ithal edilmektedir. Geçen sene AKP İktidarının milletimize uygun gördüğü kurbanlık angus idi. Bu yıl AKP halkımıza kurbanlık olarak şavrole, limuzin, hereford türünü münasip görmüş. Halka lüks otomobili uygun bulmayan AKP kurbanlıkların adlarının lüks otomobil adlarından seçerek halkın bu talebini gidermeye çalışıyor. Dört tekerlekli yerine dört ayaklı ‘şavrole,’ ‘limuzin,’ ‘hereford...’
O arada bir milletvekili AKP’lilere laf atıyor:
- Siz Türk malı otomobilden önce Türk malı inek yetiştirin...
http://gundem.milliyet.com.tr/hukukun-sonu-/gundem/gundemyazardetay/03.11.2011/1458506/default.htm



Bu yazı 1,360 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Aralık 2018 Ekonomi yürümez!
    • 30 Ağustos 2015 PKKya sorular...
    • 26 Mayıs 2015 Teslimatın sırrı!
    • 28 Eylül 2014 Yargıtayla savaş!
    • 22 Temmuz 2014 Oyunuz Kime Niyet?
    • 18 Haziran 2014 Sıfır İtibar
    • 23 Aralık 2012 Dikta istiyoruz!
    • 22 Aralık 2012 Taraf' ta darbe
    • 1 Aralık 2012 Federasyona doğru
    • 6 Kasım 2012 TOKİ yakalandı...
    • 17 Ekim 2012 Ateşle oynuyoruz!
    • 24 Temmuz 2012 Uçurumun kıyısı
    • 10 Temmuz 2012 İstifa erdemi
    • 27 Mayıs 2012 Sorumluluk devrolmaz!
    • 19 Mayıs 2012 Hangi yargı bu!
    • 8 Mayıs 2012 Hapis özgürlüğü...
    • 13 Kasım 2011 Wikileaks’te Baykal
    • 7 Kasım 2011 Hukukun sonu...
    • 30 Ekim 2011 Amerika yakalar!
    • 22 Ekim 2011 Çarşambanın gelişi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,293 µs