15 Temmuz 2009

Fındık devrimi sahte kokuyor!

Yağcı kalemler, önünü arkasını incelemeden fındık yağı vıcıklığına geçtiler. Vıcık vıcık; “fındık devrimi yapıldı... Fındık reformu gerçekleşti” diye yazıyorlar.

TMO (devlet) fındık almayacak.

Sökene 300 TL verilecek.

Dikene 150 TL sunulacak.

Devrimin mayası tutarsa(!) 39 şehirdeki fındık üretimi, 13 il ile sınırlandırılacak. 406 bine çıkmış fındık üreticisi sayısı 241 bine indirilecek.

Ey okur! Yüzüne yumruk indir.

Baldırına çimdik at.

Kafanı duvara vur.

Ve hatırla!

2002 yılında AKP iktidara geldiğinde ve Tayyip Erdoğan da Başbakan olduğunda “Türkiye’nin yine fazla fındık üretimi sorunu” vardı. Fındık alanları fazlaydı. Devlet fındığı alıp, hepsini dış ve iç pazara satamadığı için depolar doluyor, zarar büyüyordu. 7 yıl içinde AKP iktidarı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Karadenizli’den oy alabilmek için “yüksek alım fiyatları ile ve ihraç edemeyip depoda bekletme, zararı devlete yükleme pahasına” çiftçileri ödüllendirdi, ekim alanları da 100 bin hektar büyüdü.

540 bin hektardı.

642 bin hektara çıktı.

Şimdi yine Hazine desteğiyle (yani yine Türkiye genelinden vergilerle toplanmış devlet parasını Karadeniz özeline aktararak) 2009-2012 yılları arasında toplam 2.6 milyar TL “fındık bahçelerini sökme ve alternatif yeni ürün ekme desteği” sunacaklar.

Ver yüksek fiyatı.

Karadenizli’yi yüreklendir.

Adamlar büyütsün bahçeyi.

Sen oyları topla.

Sonra ver yine devlet parasını.

Söktür diktirdiğin fındığı.

Bunun adı devrim olsun!

Tayyip Erdoğan Başbakan seçildiği 2002 yılında; fındık alımını FİSKOBİRLİK yapıyordu. O yıllarda FİSKOBİRLİK’in Başkanı Salih Erdem adlı kişiydi ve AKP’li değildi, onu FİSKOBİRLİK’in başından atmak ve yerine bir AKP’li koymak için üç kez seçim yapıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), tarihinde görülmedik bir hamle ile “fındık alımına” memur edildi. TMO’nun başına da AKP’nin ilçe başkanlarından Lütfi Bayraktar getirildi. Lütfi Bayraktar, TMO Başkanı olunca Fiskobirlik’in deposundan 80 bin ton fındığı kilosu 4 liradan satın aldı, sonra kilosu 4 liradan aldığı fındığın 30 bin tonunu birliğe tekrar 1 liradan sattı, FİSKOBİRLİK de, TMO’dan kilosu 1 liraya aldığı fındığı piyasaya kilosu 2 liradan sundu. TMO fındık alımında ve satımında; piyasanın-ticaretin-üretimin-arz ve talebin evrensel kurallarına göre değil, AKP’nin ve Başbakan’ın oy getirecek emirlerine göre hareket etti. 2005-2006-2007-2008 yıllarında birike birike TMO’nun fındık stoğu 535 bin tona çıktı, görev zararı 2 katrilyon TL’ye ulaştı. Oylar ise AKP’ye aktı.

2002’de iktidar oldular.

“Fındık TMO’nun işi” dediler.

Zarar büyüdü, geldik 2009’a.

“Fındık TMO’nun işi değil” diyorlar.

Devrim diye yazı yazdırıyorlar.

Sahte devrim!

Yalan kokuyor!

Karadenizli fındık üreticisi, altyapısı hazırlanmadan, tekelci-alivreci fındık tüccarıyla yüz yüze bırakılıyor.

Devrim yakında zortlar!

DURMAYAYALIM HEP SORALIM!

Türkiye’yi ve dünyayı ayağa kaldırdılar; Ordu’da “AKP’yi ve Gülen’i bitirme” andıçları yapıldı dediler. Sızdırma-süzdürme-vurma-kollama haber yazdırdılar. Sızdırılan belge miydi, kâğıt parçası mıydı?

Unutuldu! Unutturuldu!

Başbakan’ın bizzat kendisi; “Belge gerçekse çok vahimdir, gerçek değilse daha vahimdir” diye açıklama yapmıştı. Tutuklu avukat Serdar Öztürk, bürosuna sahte belge ile mermilerin gizlice konulduğunu söylüyor ve “devlet isterse koyanları 24 saatte bulur” diyor.

Bugün 34 gün doldu.

Gerçeği henüz anlayamadık.

Kim yazdı belgeyi?

Kim koydu çekmeceye?

Kim sızdırdı gazeteye?

Amaçları neydi?

Bulunmadı, bulunamadı.

“Kâğıt parçasıdır” diyen Genelkurmay da kumpasın peşini bıraktı mı, bıraktırıldı mı? Kendisine çamur atıldığını söyleyen Albay Dursun Çiçek de niçin dava açmadı?

Unutmayalım!

Unutturmayalım!

Durmadan soralım.

Demokrasiyi savunalım.

Önemlidir!

Bu yazı 1,176 defa okundu.