En Sıcak Konular

Nihat GENÇ
www.nihat-genc.com Veryansın
Nihat GENÇ
18 Kasım 2011

SİZİN KÖYDE BÖYLE Mİ İTTİRİYORLAR SALİM EFENDİ



 (Dün TBMM tarihinde bir ilk yaşandı ve kürsüde konuşmakta olan Kamer Genç, meclis amiri AKP’li Salim Uslu tarafından iteklenerek uzaklaştırıldı. Meclis TV yayını kesti ve meclis başkanı görüşmelere beş dakika ara verdi. Kamer Genç çok vahim bir hastalıktan yeni çıkmış ve yaşı seksene ilerleyen Türkiye’de hemen herkesin tanıdığı bir isim. Üstelik yedi yıl meclisi başkanlık kürsüsünden yönetmiş bir milletvekili.

Bilmeyenler olabilir sahip olduğu üç beş evin kira gelirlerini tamamıyla öğrencilere burs olarak verir. AKP’lilerin Kamer Genç’ten nefret etmesinin sebebi meclis tüzüğünü çok iyi bildiği için kürsüye her fırsatta çıkıp AKP’ye az mı yersin çok mu yersin diye yükleniyor. Son günlerde de elinde deniz feneriyle kürsüye çıkması AKP’leri hepten deliye çevirdi. Kamer Genç’i susturamayacaklarını anlayan AKP’liler bu sefer cebir (zor) kullanarak onu kürsüden uzaklaştırdılar.)

Salim Uslu daha düne kadar Hak-İş Sendikası’nın genel başkanıydı, bugün AKP milletvekili ve meclis amiri.

Hak-İş için halk arasında, medyada hiç gündeme gelmemiş bir dedikodu yıllardır sahipsizce dile getirilir: “Dünyanın en zengin sendikası” diye.  Ben araştırmacı gazeteci değilim ama Salim Uslu Efendi pekâlâ Hak-İş’in tarihimizin en zengin sendikası olup olmadığını halkın ve bizim engin hayal gücüne bırakmaması gerekir, grev yok ve tabii ki ülkemizin tek jop yemeyen sendikası… Polis ve savcılar TV’leri bastı sendika başkanlarını içeri aldılar ve biz iktidarız diyerek işçilerin gözünü korkutarak sendikalarına kapmak için yıllardır ayranı hör hör içtiler.

Ayrıca Salim Uslu Efendi’nin Soros Vakfı’nda çalıştığı ve de AB’ye girmeliyiz düşüncesini savunduğunu biliyoruz. Bilmiyorum AB’ye de böyle ittire ittire mi gireceğiz?

Soros Vakfı’nın düşüncelerini de artık Türkiye halkı biliyor, arpaya katsan at yemez kepeğe katsan it yemez zırvaların hepsini Türkiye halkı yemedi, sonunda AKP’de yiyemedi bu zırvaları. Ve Sorosçular ekranlarda yumurtladıkça yumurtladı, açılımlara boşu boşuna sekiz sene israf edildikten sonra yarı yolda tıkanıp kaldılar, Soros’tan kim yumurta almış da sarısını içinde bulmuş, ama belasını biz çekiyoruz.

Ne diyelim acemi öküz kağnı devirir, devrilen kağnı olsa keşke, bir ülke…

Eskilerin lafıdır yorgun öküze ohaa nafile... Sekiz sene manşetlerde ajanvari raporlarla kendi kendilerini yordular, şimdi liberallerin veresiye atını attılar hepten çamura battılar.

Liberaller de fazla azıtmıştı hem ineği sağacaklar hem de sağdıkları ineğe binecekler, ne demiş atalarımız sağılan inekten olmaz binek.

Kamer Genç’in de yaptığı “aptalca” (deniz feneriyle) körün gözüne meşale tutuyor. Gerçi bizler de on yıl kadar önce bu efendiler hak hukuk deyince bir şey sanıp o günlerde adam gibi karşı duramadık, nasıl affettirelim kendimizi sevgili halkım, şöyle: Eşeğin bile küçüğü sevilir, küçükken yılan yavrusu dahi sevilir. O küçükler çoktan büyüdü bir sırım delikanlı sormayın, dağdan şimdi indi yandaş köşelerine birbirine merdane yüzlerce Ayıboğan…

Salim Efendi, sizin köyde de böyle mi ittiriyorlardı, bak sana söyleyeyim, Avrupalılar böyle ittirenleri sevmez.

Aslında Avrupalılar batı dışı topraklarda laiklik, genel seçim, halkın yönetimi, demokrasi hiç sevmez. Gerçekte Avrupalılar, batı dışı toplumlarda tek adam olsun isterler ve bu tek adamlar’ın devir daimine bizler ‘demokrasi’ deriz; tek adamın etrafına adamlarını toplamasına da bizler meclis deriz.

Salim Efendi, bakın, Avrupa’dan laf açılınca aklıma geldi, şu Darvin var ya, evrimci... Diyor ki insan böcekten hayvandan dönüşerek gelişerek bugüne geldi, doğrudur yanlıştır. Ancak şu iten tokatlayan parçalayan çalan pençeden ellerimiz kollarımız var ya, mesela son yüz bin yıldır hiç evrimleşmedi. Mesela beş yüz yıl önce de Fatihler’in aynı kaşı burnu vardı. Şu arkadan daldığınız karaciğer pankreas böbrek var ya onlar da çok uzun yüzyıllardır hiç değişmedi, aynı formda duruyor. Şu tekmeleyen kovalayan döven vuran ayaklarımız var ya mesela şu vahşi ilkel cinsel organlarımız var ya onlar da yüzyıllar var ki hiç evrimleşmedi.

Ama son beş yüzyılda bir şeyler değişti, o da ‘beyinde’ değişti. Beyin ‘et parçası’ değil. Son beş yüzyıl Avrupa’da olup bitenler insan beynini çok değiştirdi, reformlar, Rönesans, Fransız ihtilalı, anayasalar insan beynini evrimleştirdi.

Şöyle bir evrim, boğalar aslında renkkörüdür çünkü tek saldırdığı kırmızıdır, diğer renkleri ayırt edemez, oysa hayatta kahve, mavi, gri, pembe gibi renkler de var, her birine saldıramayız.

Bakın boğaların boynuzlarına bugün renklere duyarlı ‘sensör’ takabilseydik o vahşi matador kapışmasına kurban olmayacaklardı.

Meclis amirlerine de farklı renkleri ayırt edebilen sensörler takılmalı demiyorum, sorun renkten çok ışık sorunu, fotoğrafçılık ilk ders: ışık olmadan renk görülmez

İnsan beyni için en büyük sorun: ‘ışık sorunu’dur. Kamer Genç’in elindeki neydi, bir ışık kaynağı deniz feneri… Dere balıkları mesela sazanlar ‘fenerle’ avlanır, çünkü feneri gören balıkların zıplama özellikleri içgüdüseldir, zavallı hayvanlar ne yapsın.

Bakın boğanın kırmızı gördüğü an, ya da sazanın ışık gördüğü an, o an beyninin içinde neler oluyor, işte sinirbilimciler bunu açıklamaya çalışıyor, şöyle bir şey oluyor: boğa kırmızı gördüğü o an kafatasına çekiçle vurulmuş gibi yıldızları sahiden gerçekmiş gibi saymaya başlıyor.

Sanırım kürsüde Deniz Feneri’ni görünce kafatasınızda bir zınlama duymuş olmalısınız. Burada ilk yapacağınız şey sese doğru hücuma geçmeyin, yapacağınız şey ışığı ayırt etmek, ışığı anlamak, çünkü Allah bütün farklılıkları tek tek seçebilecek bir beyin verdi hepimize.

Yine de kendinizi ışığa karşı tutamıyor meclis sıralarından zıp zıp zıplamaya devam ediyorsanız, anlaşıldı, size de Hac Yolu farz oldu, ancak dikkatli olun Kabe’nin etrafı da çok kalabalık, bir izdiham ki sormayın. Olsun ittire ittire yedi defa hayırlısıyla… Kurban olduğum Allah hepimize başımız dönmeden dönmeler nasip eder inşallah.

Nihat Genç

Nihat-GENC.com

Odatv

http://www.nihat-genc.com/nihatgenc/yazlar/278-sizin-koeyde-boeyle-mi-ittiriyorlar-salim-efendi



Bu yazı 1,497 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Ağustos 2015 Bir ulusun kimyası nasıl bozuldu
    • 28 Eylül 2014 Kılıçdaroğlu fıkraları
    • 23 Aralık 2012 ABD' nin Şapşal Şamar Oğlanları
    • 22 Aralık 2012 Tek Başkanlı Tek Meclisli Eyalet Yasasına Sorular
    • 1 Aralık 2012 Boğazlarına dizildi Ergenekon
    • 7 Kasım 2012 Filmin adı: 51 NOLU DVD
    • 17 Ekim 2012 GÜNAHLARINDAN KUVVET ALAN İKTİDAR
    • 31 Temmuz 2012 Uzatmadan
    • 24 Temmuz 2012 Yandaş ve Savaş
    • 10 Temmuz 2012 Eşekten Düşen Karpuz Ya da Türk Dış Politikası
    • 28 Mayıs 2012 KUSMA DÖNEMİ SUSMA DÖNEMİ
    • 19 Mayıs 2012 İnsan Kendi Kendini Niye Gıdıklayamaz
    • 8 Mayıs 2012 Yavanlaşarak ve Azalarak Büyüyen Türkiye
    • 18 Kasım 2011 SİZİN KÖYDE BÖYLE Mİ İTTİRİYORLAR SALİM EFENDİ
    • 13 Kasım 2011 BİR TELİNİ ÇEKSEN KIRK YAMASI ÇÖZÜLÜR
    • 7 Kasım 2011 Boşlukta Kör Nokta
    • 30 Ekim 2011 Başımız Sağolsun
    • 22 Ekim 2011 Başsağlığı Yazısı
    • 27 Eylül 2011 BİR HAYALET AĞRI OLARAK DIŞ POLİTİKADA OSMANLICILIK
    • 9 Eylül 2011 EY GAZİLER GAZANIZ MÜBAREK OLSUN

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,535 µs