En Sıcak Konular

Cevher İLHAN
Yeni Asya

Cevher İLHAN
8 Mayıs 2012

Kaosa düşürecek asıl felket



Ankara’nın Suriye politikası çıkmazda. Gerçi “NATO müdahalesi”nden ve “tampon bölge” formülünden artık pek zâhir bahsedilmiyor. Lâkin sessizlik içinde belirsizlik sürüyor.

12 Nisan’da yürürlüğe giren “ateşkes” ilânına rağmen süregelen olaylar üzerinden bir dizi spekülasyon üretiliyor. Ancak BM Güvenlik Konseyi’nin 300 gözlemci gönderilmesini onaylaması ve yeni gözlemci grubunun gönderileceğini açıklaması, “barış plânı” beklentisini ortaya koyuyor.
Ne var ki özellikle askerî müdahaleye gerekçe arayanların, operasyonların şiddetlendiği iddiasıyla Şam’ı suçlamalarına karşı, BM gözlemcilerine denetimleri sırasında yapılan tâciz ateşleri ve askerleri, subayları, askerî tesisleri ve polis merkezlerini hedef alan saldırılar, çeşitli yorumlara yol açıyor.
Hafta başında Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Rami Abdurrahman’ın, Suriye’nin kuzeyindeki İdlib şehrinde hava kuvvetleri istihbarat binası önünde iki bombanın patlaması sonucu çoğu güvenlik güçlerinden 20 kişinin öldüğünü duyurduğu bombalama olayları, dehşetli provokasyonun tezâhürü.
Aslında BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan sonra Suriye’deki BM gözlemci heyetinin başına atanan Norveçli Tümgeneral Robert Mood’un, Şam’da görevi üstlenir üstlenmez Esad’a ve muhalefete, “Çatışmalara son vererek ateşkesin işlemesine imkân tanınması ve işbirliği” çağrısı, bilhassa “barış plânı”nın akabinde ateşkesin bozulmasının sorumlusunun ve suçlusunun tek taraf olmadığını ele veriyor.

BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR
Doğrusu Batı’nın çifte standardı ve tek yönlü propagandası, Suriye’de çözümü tıkıyor.
Obama’nın, Amerikan istihbarat teşkilâtı bünyesinde kurulan ve kitlesel katliâm ya da soykırıma dair ihtimalleri inceleyip istihbarat ve siyasî kararları koordine edecek “özel birim”in öncelikli hedef ülkelerinin Suriye ve İran olduğunu bildirmesi, “teknolojiyi kullanarak insan hakları ihlâllerinde bulunan ve muhalifleri bastıran hükûmetlere yaptırımlar”ın ilk etapta bu iki ülkeye karşı uygulanması, bunun göstergesi. (Milliyet, 24.4.12)
Oysa Körfez krallıklarında ve “devrim”den sonra karışıklıkla çatışmaların gittikçe alevlendiği Kuzey Afrika’da devam eden kalkışmalara, insan hakları ihlâllerine ve kıtallere karşı, “yaptırımlar” bir yana, en ufak bir uyarıda dahi bulunulmuyor.
Tıpkı, Amerikan işgali altında hâlâ her gün onlarca, yüzlerce insanın katledildiği Irak’ta çoğu çocuk, kadın, yaşlı bir buçuk milyon insanın hunharca katledilmesinden veya bombalamalarla bir milyon sivilin öldürüldüğü Afganistan’tan bahsedilmemesi tezadı gibi…
Bu noktada Ankara’nın baştan beri silâhlı muhâlefete arka çıkan ve mevcut yönetimin devrilmesi üzerine bina edilen hesapsız ve alternatifsiz Suriye politikasının, peşinen Türkiye’yi siyasî ve ekonomik yönden zarardide ettiği ve büyük riskler taşıdığı, kimi iktidar partisi mensuplarınca da ikrar edilmekte…
“TÜRKİYE, YALNIZ KALABİLİR”
Bu açıdan, Ortadoğu’da en uzun süre -Suriye, Mısır ve Suudî Arabistan’da 12 yıl- büyükelçilik yapmış, AKP kurucularından ve AKP hükümetinin ilk Dışişleri Bakanı emekli büyükelçi Yaşar Yakış’ın, “Türkiye’nin Suriye ile ilgili ‘B plânı’ yok. Türkiye, Suriye politikasında yalnız kalabilir. Batı’da kimse Esad’sız Suriye’yi bizim kadar söylemiyor” değerlendirmesi, dikkate değer,  (Neşe Düzel, Taraf, 23.4.12)
Devamında “Suriye’de muhalefetin başarı ihtimalini görmediğini” kaydeden Yakış’ın, “Esad, alternatifi doğru dürüst hazırlanmadan düşerse, ülkenin kaosa düşeceği kesin gibi. Asıl felâket o zaman olur. İktidar sahipsiz kalır. Böyle bir kaosun çok boyutlu sonuçları olur, Suriye bölünür” tesbiti de anlamlı. (a.g.g.)
Buna mukabil, müdahale taraftarı ve hükûmet yanlısı medyada, Suriye’ye müdahale ve iç savaşta, “özgür Suriye ordusu”nun asker sayısı, hafif ve ağır silâh envanterinin yapılması, Suriye ordusu ile çatışma/savaşma gücü kapasitesinin mukayesesi tahriki, çarpıcı.
Oysa Türkiye’nin yapacağı, muhâliflerin silâhlandırılmasıyla durumu daha da kötüleştirecek tek yanlı politikalar değil, Müslüman komşusunda barış ve demokrasiyi sağlayacak uzlaşma ortamının hazırlanması için arabuluculuktur.
Ecnebilerin küresel egemenlik ve çıkar hesaplarından azâde kalarak, akl-ı selimle, iz’an ve insafla…

http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=6386



Bu yazı 1,392 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ocak 2016 Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin
    • 30 Ağustos 2015 Dayatılan, garip kapris seçim
    • 28 Eylül 2014 Stratejik derinlik BOP hesbına işliyor
    • 5 Temmuz 2014 Yönetmelikle GDOya izin!
    • 23 Aralık 2012 Ateşlenen fitne
    • 21 Aralık 2012 İsraille işbirliğine ilveler
    • 30 Ekim 2012 İslm ülkelerindeki dahil karışıklıklara karşı
    • 17 Ekim 2012 Terörle mücadelede stratejik hatalar
    • 1 Ağustos 2012 Ankara-Bağdat siyas krizi…
    • 24 Temmuz 2012 Asıl plan, Suriyenin Iraklaştırılması!
    • 10 Temmuz 2012 Denetim mekanizmalarını ıskat…
    • 19 Mayıs 2012 “Uludere faciası” üzerindeki sır perdesi…
    • 8 Mayıs 2012 Kaosa düşürecek asıl felket
    • 13 Kasım 2011 İki hizmet ve fedakrlık nişnesi; Tevfik ve Vasfiye İleri
    • 7 Kasım 2011 Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!
    • 30 Ekim 2011 İran ve Suriye saptırması…
    • 30 Ekim 2011 ABD’ye ses çıkarmayıp AB’yi suçlamak
    • 22 Ekim 2011 Çelişkili atraksiyonlar…
    • 22 Ekim 2011 Terörle mücadelede netice almak…
    • 24 Eylül 2011 Özerklik” demokrasi değil, tefrikayı getirir…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,301 µs