Kurban Bayramında İslâm dünyasındaki kriz bölgelerinde kan akmaya devam etti. Barış ve huzur günleri olması gereken bayram süresince de ne yazık ki savaşlar sürdü
En evvel BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Ahdar İbrahimînin Şam
yönetimi ile silâhlı muhalefet arasında günlerce süren yoğun temaslarıyla en
azından bayram boyunca mutâbakata varılan dört günlük ateşkes ihlâl edildi.
Geçici ateşkesi kalıcı bir ateşkesin takip etmesiyle silâhların
bırakılması, taraflar arasında diyalog ve barış arayışı ile reformlara kapı
aralanacağı ümit ve beklentileri, saldırılarla peşinen berhava oldu.
Şamın
Def Eş-Şevk Bölgesinde bomba yüklü bir aracın patlatılması üzerine kadın ve
çocukların da aralarında bulunduğu beş sivilin öldürülmesi, 32sinin yaralanması
üzerine patlak veren ve başkentin banliyölerinden İdlibe, Deraya, Halebe ve
Hamaya sıçrayan olaylarda 51 kişinin katledilmesi ve onlarca insanın
yaralanmasıyla, ateşkes daha bayramın ilk gününde kırıldı.
Öteden beri
Amerika ve savaş ortağı kimi Batı ülkelerinin Türkiye üzerinden her türlü
silâh ve lojistik desteği verdiği Suriye silâhlı muhalefeti safında emperyal
güçlerin çıkarları hesabına savaşan El Kaidenin bu kez Halepin Ermeni ve
Hristiyan semtlerine saldırmasıyla iç savaşın boyutları, etnik ve mezhebî
tefrika savaşından dinler savaşına genişletilmek istendi.
Bayram
arefesinden beri tahrik edilen çatışmalar yalnız Suriye ile kalmadı. Myanmarın
Arakan bölgesinde Budist çeteler yine Müslümanlara saldırdı. Yine Müslümanlar
katledildi, evsiz bırakıldı, Bangladeş e göç atmak zorunda kaldı. BMden ve
diğer Batılı kuruluşlardan hiçbir yardım gelmedi.
Afganistanda bayramın ilk
gününde Talibanın hükûmete darbe kastıyla bir camiye yaptığı intihar
saldırısında beşi çocuk en az 41 kişi öldü.
ARAP BAHARININ MENFÎ HAREKETLE SONBAHARA DÖNÜŞÜ!
Bu
arada Lübnanı mezhep çatışması vartasına sürükleyen gerginlik devam ederken,
Arap baharının isyan ateşinin kıvılcımlarının sıçradığı Kuveyt de karıştı,
karıştırıldı. Emirin seçim kanunlarında iktidar lehine yaptığı değişiklikler,
âdeta patlamaya hazır halkı sokaklara döktü. On binlerce kişinin katıldığı ve
ülke tarihinin en büyük protestosu olan gösterilerdeki çatışmalarda yüzlerce
Kuveytli yaralandı. Muhalefeti temsil eden Ulusal Cephe Sözcüsü ve kardeşinin
aralarında bulunduğu 100ün üzerinde muhalif gözaltına alındı.
Keza Libyada
on binlerce Libyalının öldürüldüğü kanlı devrimin birinci yıldönümünde, Amerikan
ve Fransız güçlerinin yakalayıp teslim ettiği Kaddafiyi linç ederek öldürenin
öldürülmesiyle, bir yıldır süregelen çatışmalar alevlendi. Başta Bingazi ve
Trablus merkezli olmak üzere ülkenin doğu ve batı olarak ikiye ve hatta Orta ve
Kuzey Libyanın da taksimiyle dörde bölünmesi komplolarının kurulduğu, çeşitli
isyancı grupların iktidardan pay kapma kavgası adına hâlâ silâh bırakmadığı
ülkede, yeni teşkil edilen ordunun, intikam peşindeki Kaddafi aşiretinin
yoğunlukla yaşadığı Beni Velid kentini bombalayıp onlarca kişiyi öldürmesiyle
alevlenen iç savaş yeni ve vahim boyutlara varmakta.
Mısır, diken üstünde.
Futbol takımlarının müsâbakalarında bile patlayan gerilim, her defasında
onlarca, yüzlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açmakta. En son Müslüman
Kardeşler Örgütü mensubu Cumhurbaşkanı Mursî ile Başsavcı arasındaki yetki
anlaşmazlığıyla süren kriz, Arap baharının nisbeten en kansız geçtiği bu
ülkede de suların durulmadığını gösteriyor.
Ve Suriyeden Libyaya süregelen
çatışmalar, Tunustan Bahreyne, Yemenden Suudî Arabistana, her an
laik-liberal cepheleşmesiyle, ırkî-mezhebî kavgalarla kitleleri
kışkırtabilecek kırılgan vaziyet, Bediüzzamanın yaklaşık altmış yıl önce İran
ve Mısırda hissedilen hadise ve buhranları haber vererek ikaz ettiği,
Ecnebilerin parmak karıştırmalarına zemin hazırlar ve içtimaî hayatı zir ü
zeber (alt-üst) eder ifadeleriyle dikkat çektiği, Kurânın Birisinin
cinâyetiyle başkaları, akraba ve dostları mesul olamaz (Enâm, 166) âyetinin
hükmüne riâyet edilmemesinin akıbetini bildirmekte. (Emirdağ Lahikası, 393)
BİR CANİNİN YÜZÜNDEN PEK ÇOK MASUMLARIN ZARAR
GÖRMESİ
Oysa Bediüzzaman, Şimdiki siyasette, bir câninin yüzünden
pek çok mâsumların zararına rızâ gösterilen particiliğin ve taraftarlığın zulüm
ve tahribatıyla, bir câninin cinâyeti yüzünden taraftarlarının katledilmesiyle,
birtek cinâyet yüz cinâyete çevrilmesiyle gayet dehşetli bir kin ve adaveti
damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur eden dehşetli
tehlikeli hali netice verdiğini nazara verir.
Emniyetin ve âsâyişin temel
taşı olan Kurânın bu temel kanunu ile bir hanede veya bir gemide bir mâsum
ile on câni bulunsa, hakikî adâletle ve emniyet ve âsâyiş düstur-u esasîsi ile o
mâsumu kurtarıp tehlikeye atmamak için, gemiye ve haneye ilişmemek lâzım-tâ ki
mâsum çıkıncaya kadar misalini veren Bediüzzaman, âsâyiş ve dahilî emniyete
ilişerek, on câni yüzünden doksan mâsumu tehlikeye atmanın İlâhî gazaba
sebebiyet vereceğini ikaz eder. Bu tehlikeye karşı yegâne çâre olarak,
Uhuvvet-i İslâmiyeyi (İslâm kardeşliğini) ve esas İslâmiyet milliyetini o
kuvvetin temel taşı yapıp, mâsumları himâye için, cânilerin cinâyetlerini
kendilerine münhasır bırakmak lâzımdır dersini verir.
Nur talebeleri
imzalı bir lâhika mektubundaki, Kurânın bu temel kanunu ile, Birisinin
günâhıyla başkası mesul olamaz meâlindeki âyetin mânâsına ve sırrına binaen,
şimdi âsâyişi bozmaya çalışan mânevî, dehşetli kuvvetler haber verilip, 600
bin Nur nüshaları ve 500 bin Nur talebeleri zabıtaya bir mânevî kuvvet olarak o
mânevî tahribata karşı dayandıkları ifâdesi de, bu açıdan dikkate değer.
(a.g.e., 315, 405)
Ki Biz bütün kuvvetimizle dahilde ancak âsâyişi muhâfaza
için müsbet hareket edeceğiz esasını vaaz eden Bediüzzamanın, İslâm
memleketlerindeki dahilî karışıklıklara ve mânevî tahribata karşı mânevî
tâmiratla, müsbet hareket düsturuyla âsâyişi muhâfaza etmektir ikazının
anlamı budur. (a.g.e., 456)
Aksi halde, gizli, ifsadçı, anarşi hesâbına
çalışan komiteler ve desîseleriyle iç çatışma ve iç savaşlarla zâlim
ecnebilerin oyun alanı haline getirilen İslâm âlemi birbirine düşürülerek
târumar edilir. Baharı görmeden yaz geldi geçti misâli geçen ve menfi
hareketle sonbahara inkılap eden Arap baharının getirdiği fırtına ve
kasırgalar, bunun ibretli örnekleri.
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=8478
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle