En Sıcak Konular

Mahir KAYNAK
Star

Mahir KAYNAK
5 Kasım 2012

Suriye’deki gelişmeler



Arap Baharı olarak adlandırılan eylemler başladığında halkın demokrasi talebi olarak görünmesine rağmen bunun yeni dünya dengesinin tesisi için büyük güçler tarafından uygulanan eylemler olduğunu ve hareketin bölge halkları tarafından değil büyük güçler tarafından planlandığını söyledim ve şöyle bir model kurdum.

Yeni dünya düzeninde iki büyük güç olan ABD ve Rusya arasında zımni bir anlaşma var gibi göründüğünü ve bunların kendilerine rakip olacak iki büyük gücü sınırlandırmak istediklerini ifade ettim. Dünya üzerinde etkin olmaya aday iki güç Avrupa ve Çin’di.

Bunları sınırlamak için her ikisinin de dışarıdan temin etmek zorunda oldukları enerji kaynaklarını ve bunun taşıma yollarını kontrol etmek istediklerini ve bu amaçla enerjiyi iki kalemde ele aldıklarını, doğalgazın Rusya tarafından, petrol kaynakları ve ulaşım yollarının ABD tarafından kontrol edileceğini söyledim. Akdeniz çevresindeki eylemlerin, demokrasi için değil, ABD’nin petrol geçiş yollarını kontrol edebilmesi amacıyla, tahrik edildiğine işaret ettim.

***

Doğalgazın en büyük rezervlerine sahip olan ülkesi Rusya, ikincisi İran idi. Bu nedenle İran’ın Rusya ile birlikte hareket edeceğini, Arap ülkelerinin ve Akdeniz, Kızıldeniz gibi petrol ulaşım yollarının ABD’ye bırakılacağını düşündüm. Bu durum ABD ile Rusya’nın birbirinin karşıtı gibi görünmesini, ama birbirlerini engellememesini gerektiriyordu. Bu iki gücün arasında Türkiye’nin bulunacağını ve herhangi birinin kontrolünde olmadan bu dengenin sağlanmasına destek olacağını modelime ekledim.

Eğer düşündüklerim doğruysa Beşar Esad’ın Suriye’yi terk edeceğini ve Kaddafi’nin akıbetine uğramadan bir Avrupa ülkesine göç edeceğini söyleyebilirim. Suriye’deki yeni iktidar Arap ülkeleri ile Türkiye’ye çok yakın olacak ve bugün bir mezhep kavgası gibi görünen olaylar Arap ülkelerinin başarı şansını artırmak için kullanılacaktır.

Bu gelişmelerden etkilenebilecek Türkiye ve İran’da neler olabilir? Türkiye’de muhalefet ülkenin bölgesel bir güç olmasına yönelik politikalar üretmediği gibi AK Parti’nin şartlara uyan politikalarını da eleştirmektedir. Türkiye BM’nin bir kararı olmadan Suriye’ye müdahale etmeyecektir. Uçağımızın düşürülmesi bunun için bir sebep gibi görünse de Türkiye Suriye’nin askeri bir hareketi olmadan savaşa girmeyecektir. Çünkü Suriye halkı ile kardeşçe yaşamak istemektedir ve bu nedenle halkın zarar göreceği bir davranışta bulunmayacaktır. Uçağımızın düşürülmesi bizi tahrik amacı taşıyordu. Bu nedenle kimin nasıl yaptığı belirsizliğini koruyor. Suriye’de yeni iktidar oluşunca Türkiye çok yakın ilişkiler kuracaktır. Bunun ekonomi ayağında Arap ülkeleri finansman sağlayacak, Türkiye hem üretim hem de yatırım için harekete geçecektir. İki halk zaten birbiriyle sonradan ayrıştırılmış aynı halktır. İngiltere, Birinci Dünya Savaş’ından sonra cetvelle çizdiği sınırlarla bir devlet yaratmış ve ikiye ayrılan halkın her iki tarafındaki sosyal değişim onları farklılaştırmıştır. Bundan sonra kurulacak yakın ilişkiler siyasal sınrları değiştirmeyecek ama taraflar yakınlaşacaktır. Türkiye bu politikayı sadece Suriye için değil geçmişte birlikte olduğumuz tüm halklar için uygulayacaktır ama siyasi sınırlara dokunmayacaktır.

Kaynak: Star
http://haber.stargazete.com/yazar/suriyedeki-gelismeler/yazi-643515http://haber.stargazete.com/yazar/suriyedeki-gelismeler/yazi-643515



Bu yazı 1,296 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2014 Büyük oyundaki roller
    • 23 Aralık 2012 Rusya İle İlişkilerimiz
    • 22 Aralık 2012 Ortadoğu
    • 2 Aralık 2012 Bölgenin geleceği
    • 5 Kasım 2012 Suriye’deki gelişmeler
    • 17 Ekim 2012 BALYOZ PLANI
    • 1 Ağustos 2012 Kürtlerin geleceği
    • 24 Temmuz 2012 Suriyedeki gelişmeler
    • 10 Temmuz 2012 Terörün özü
    • 19 Mayıs 2012 Yönlendirme
    • 18 Kasım 2011 Muhalefetten beklenen
    • 13 Kasım 2011 Yeni düzen ve ülkemiz
    • 13 Kasım 2011 Muhalefetten beklenen
    • 13 Kasım 2011 Düğümü çözmek
    • 7 Kasım 2011 Dış ilişkiler
    • 30 Ekim 2011 Gelir Adaletsizliği
    • 22 Ekim 2011 İstihbarat savaşları
    • 24 Eylül 2011 Olanların anlamı
    • 24 Eylül 2011 İstihbarat savaşları
    • 20 Temmuz 2011 Karşı tarafın rolü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,430 µs