Açıklamadığı Kürt paketine destek isteyen Bakanın gerçek amacı

Böylesi duyulmuş görülmüş değil.   Adam koca bir bakan.
Eski deyimle Dahiliye Nazırı.
Kendisi de Profesör ve bir ara rektörlük de yapmış!
Dün bir basın toplantısı yapıyor ve basından muhalefete, sivil toplum örgütlerinden iş  alemine kadar herkesten bugünden destek  talep ediyor.
Ne için mi?
Kürt paketi için.
İyi ama ortada açıklanan bir paket  yok!
Dahası, o esrarengiz paketle ilgili herhangi bir ipucu da yok!
Sormak lazım o zaman istenen destek ne içindir?
Açıklanmayan, yani olmayan ya da içeriği bilinmeyen bir şeye insanlar nasıl ve niçin  peşinen destek olurlar?
Kafaya bakar mısınız?
İşte AKP budur.
Böylesi ancak Stalin ve Hitler’in rejimlerinde  görülür.
Peki bunun adı ne midir?
Kamuoyunun hayaletlere tapınması çağrısıdır.
Evet görüyorsunuz AKP iktidarı bir süredir yine boş teneke çalmaya devam ediyor!
Ülkeyi yönetmiyor, yönetir gibi yapıyor.
Sorun çözmüyor tersine çözüyorum iddiasıyla aslında onu büyütüp gündeme  oturtuyor.
Söyleyin Allah aşkına, 2002’de PKK ve Öcalan yere serilmiş ve iki seksen uzanmış yani mağlup olmuş değil miydi?
Peki sonrasında ne oldu?
AKP 7 yılda PKK’nın bütün dünyaya özgürlük mücahitleri diye tanınmasına vesile olduğu yetmemiş gibi üstüne üstlük bir de Kürt bilinci yarattı ve dahası Bağımsız Kürdistan’a fiilen kapı araladı.
Teröristle mücadele yerine müzakereyi  metot edinirseniz olacağı budur.
Devlet yönetmeyi cemaat yönetme sandılar ve ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiler.
Ne bilgileri, ne şuurları, ne de metodolojileri var!
Güç sarhoşu olup 72 milyonu açıklamadıkları bir pakete biad etmeye  çağırabiliyorlar!
Evet, AKP toplumu; AB, türban, Ergenekon, darbe gibi şeylerden sonra şimdi de Kürt işi ile oyalamak ve gerçek gündemi yani ekonomik buhranı örtmek istiyor.. İyi de bu Kürt işi öyle istismara gelmez, zira işin ucunda vatanın bölünmesi var... Tabii gündemi örtmenin yanı sıra AKP’nin varlık sebebi yani kuruluşunda verilen desteğin diyeti de söz
konusudur..

BELGELER AZ SONRA...
Örtülü ödenekle zengin olan damatlar
Yılın ilk 6 ayında Başbakanlığın örtülü  ödenek harcaması 205.8 milyon dolar olmuş. Tek kelime ile dehşet; yükselen bu harcama  neredeyse bir bakanlığın bütçesine denk geliyor. Cumhuriyet tarihinden bugüne hiçbir Başbakan değil bu gibi rakamları, bu miktarın onda ya da yirmide birini bile harcamamıştı.. Hayır Türkiye de olağandışı bir dönem yaşanmıyor, dolayısı ile bütçe dışı harcama gereksinimi yok ama Tayyip Bey’in harcamaları her geçen gün  katlanıyor... Doğrudur, Örtülü Ödenekle ilgili Başbakanların serbestisi var lakin bu işin kuşkusuz bir makulu olmalıdır. Örtülü Ödeneğin alanları bellidir. Örneğin bu ödenekle yakınınız sayılabilecek birilerine  işler verip zengin edemezsiniz.. Böyle bir şey hem denetimsizliği getirir, hem de örtülü ödeneğin anlamını zedeler... Bana bazı belgeler gönderildi.. Buna göre AKP ile beraber örtülü ödenek ile onarım, imar ve inşa işleri yapılmış.. Yapılan yer Başbakanlığa ait eski bina, yeni bina ve konut... Harcanan miktar da öyle böyle değil büyük meblağlar.. İlginç olan ayrıntı bu işin birkaç gün önce  “PKK ile müzakere etmeliyiz” mealinde görüş ortaya koyan Tayyip Bey’in çok yakını Diyarbakır AKP milletvekili İhsan Arslan’ın damadına verilmesidir... AKP Yozgat eski milletvekili Mehmet Erdemir’in konu ile ilgili anlattıklarını belgeleriyle bir başka yazımızda aktaracağız.

TEĞETİN FATURASI!
950 bin eve icra geldi!
Bilgiler resmi yani devlete aittir ve bunları kamuoyuna sunan da Kamu-Sen’dir. İşte o bilgilerden satırbaşları: 1) Bir yılda 100 bin fabrika ve işyeri kapandı. 2) İç borç stoku 302 milyar TL’ye yükseldi. 3) Bir yılda 950 bin eve icra geldi. 4) Bir yılda 45 bin araç  haczedildi. 5) Bir yılda 1 milyon 250 bin sigortalı işini kaybetti. 6) Bir yılda bütçe 50 milyar açık verecek. 7) İşsizlik yüzde 16’ya yükseldi. Genç işsizler oranı ise yüzde 30’a dayandı. 8) Bir yılda ihracat yüzde 34 daraldı. 9) Bir yılda 1 milyon 600 bin çek karşılıksız çıktı. 10) Bir yılda 1 milyon 574 bin senet protesto oldu... Sonuç: Rakamlarla sabittir ki kriz teğet geçmedi, ülkeyi can evinden vurdu... Bütün dünyada Türkiye krizin en şiddetli hissedildiği 3. ülke oldu..

DÜŞÜNÜ-YORUM...
Başbakan 18.5 milyar dolar için ne dedi?
Hatırlayın, yakın geçmişte Başbakan Erdoğan, partisinin Düzce il kongresinde  ekonomik krizin söz konusu olmadığını, buna delil olarak da Türkiye’nin yakın süreç içinde 18.5 milyar dolarlık bir yatırımı çektiğini açıklamasıydı.. Çok geçmedi; 18.5 milyar doların hikayesi ortaya çıktı.. Kanal D haber, önceki akşam Türkiye’ye giren 18.5 milyar doların İran pasaportlu ve Ermeni  kökenli olması muhtemel olan birine ait olduğunu belgeleyerek haber yaptı.. Meğer bu paranın 7.5 milyar doları nakit, geriye kalanı da altın halinde imiş ve konteynerlerle Türkiye’ye getirilmiş. Paranın menşei ve nerede kullanılacağı meçhul.. Böylesine büyük bir  nakdi İran’da biriktirmek güç.. Düşünüyorum da yoksa bu para kara ya da kirli para mıdır?Yoksa Türkiye’de birileri uluslararası Ermeni mafyasının paralarını mı aklıyor?.. Bu iş acaip, bekleyelim bakalım altından daha neler çıkacak... İlginç olan husus, Başbakan’ın böyle bir parayı yabancı sermaye geldi diye açıklamış olmasıdır...