En Sıcak Konular

Cevher İLHAN
Yeni Asya

Cevher İLHAN
5 Temmuz 2014

Yönetmelikle GDOya izin!



Popüler gündemin gürültüsünde insan sağlığını tehdit eden GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizmalı) ürünlerin önünün daha da açılması, gazetelerin sütunları arasında karambola getirildi.

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, her ne kadar bunun “hukukî sorunları bertaraf etmek ve tereddütleri gidermek amaçlı olduğunu ve GDO’nun gıdada kullanımına izin vermeye yönelik olmadığını iddia etse de, 29 Mayıs 2014’te Resmî Gazete’de yayımlanan “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik”te yaptığı sürpriz değişiklikle, analiz sonucunda ürünlerde binde 9 ve altında GDO tesbitin “GDO bulaşanı” değerlendirilmemesi, GDO’lu ürünlerinin üretim ve satışına resmen örtülü izin olduğu belirtiliyor.  
Keza uzmanlar, yönetmeliğe eklenen “GDO bulaşanı olan ürünlerde ‘bulaşan’ olarak tesbit edilen genlerin Biyogüvenlik Kurulu tarafından onaylaması durumunda ürünler onay amacına uygun olarak kullanılabilir” ilâvesinin de GDO’lu ürünlerin önünü açtığını nazara veriyorlar.  

“YEM” ÜZERİNDEN GDO 
Gelinen vetirede, Bakanlık sadece yem amaçlı ithal edilen bazı ürünlerde, mer’i mevzuatımızda bulaşma ve bulaşma miktarının ne olduğu hususu yer almadığından, bulaşmadan kaynaklanan “mağduriyetler yaşandığını” kabul ediyor; yapılan “değişiklik”le “bulaşma” kavramına açıklık getirildiğini, “tereddüt, eksiklik ve mağduriyetlerin giderilmesi amaçlandığını” ileri sürüyor.
Bu durum, bugüne kadar sıfır olarak uygulanan GDO oranının binde 9’a çıkartılmasıyla GDO’lu gıdaların ithaline izin verildiği kırılganlığını ortaya koyuyor. 
Zira GDO oranının binde 9’a çıkarılmasıyla mısırdan soyaya, buğdaydan pirince birçok ürün GDO’lu olabilecek. Ayrıca söz konusu ürünler ekmekten makarnaya, bisküviden çikolataya, meyve suyundan çikolataya kadar hemen her tür yiyecekte hammadde olarak kullanıldığı için, GDO raflarda satılan bütün gıdaların içine girecek. (Radikal, Milliyet, 11-5.14; Taraf, 30.5.14)
En vahimi de “GDO bulaşanı” olan ürünler bundan böyle Biyogüvenlik Kurulu’nca onaylanması halinde gıdalarda kullanılabilecek. GDO’lu bir ürünün taşındığı gemide daha sonra taşınan buğdaya GDO bulaşması “kabul edilebilir” sayılacak ve bu buğdayın tüketimine izin verilecek. 
Bundandır ki, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, yönetmelikle yasanın çiğnendiğini, binde 0.9’un istismara kapı açtığını ve Biyogüvenlik Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan “insan sağlığını tehdit eden hiçbir GDO’lu ürün gıdalarda bulunamaz” hükmünün hiçe sayıldığını ikaz ediyorlar…
Özetle “yem” üzerinden GDO’nun yolu açılıyor. Tüketici Koruma Derneği’nin tesbitiyle, yasaya aykırı olarak ani bir şekilde değiştirilen “Biyo Güvenlik Yönetmeliği”yle, “ürünler taşınırken yolda binde 9’luk GDO’nun bulaşmış olabileceği” gerekçesiyle insan sağlığını tehdit eden GDO’lu ürünlerin ithali, satışı ve kullanımı yasallaştırılıyor.

GIDA SANAYİİNDE GDO
Bu açıdan uzmanlar, GDO teknolojisinin gıda sanayiinin temel hammaddesini oluşturan tahıllarda kullanıldığını, bu yüzden değişikliğin market raflarına konan yiyeceklerin tamamında GDO’nun serbest bırakılması anlamına geldiğini, limitsiz GDO’nun önünün açıldığını kaydediyorlar.
Daha önce 2013 Nisan’ında Mersin Limanında yapılan ve tam bir GDO skandalına dönüşen operasyonda savcılığın el koyduğu 23 bin ton pirincin TÜBİTAK ve İTܒnün “GDO’lu olduğu” raporu üzerine iktidara yakın iş adamlarının ithalatçı firmalarına “biyolojik terör ve kaçakçılık suçu” soruşturması başlatılmış; şirketlerden gemide taşınan GDO’lu ürünlerden “bulaşmış” olabileceği öne sürülmüş, marketlerden alınan pirinçlerde yapılan incelemelerde de GDO tesbit edilmişti.  
Bundandır ki, “GDO yolda bulaşmış” diye “savunan” bakan ve Bakanlığın “endişeye mahal yok” tekrarıyla “Gıdada GDO’ya izin söz konusu değil” teminatı kamuoyundaki endişeleri gidermiyor. 
Bu arada Türkiye’deki laboratuvar yetersizliği ortada. Uluslar arası çevre örgütü Greenpeace’in detaylı raporuyla, Türkiye’de GDO oranını ölçen bir tesis yok. GDO testi yapan laboratuvarlar sadece “GDO var ya da yok” ölçümü yapabiliyor, GDO düzeyini tesbit edemiyor.
Laboratuvar sayısı ve niteliğinin yetersizliğine rağmen, hükûmetin GDO’lu ürünlerin ithal, satış ve kullanımına bu denli ısrarlı olması, işin içinde başka bir “iş” olduğunu gösteriyor…

05.07.2014

http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=16832 

 



Bu yazı 1,316 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ocak 2016 Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin
    • 30 Ağustos 2015 Dayatılan, garip kapris seçim
    • 28 Eylül 2014 Stratejik derinlik BOP hesbına işliyor
    • 5 Temmuz 2014 Yönetmelikle GDOya izin!
    • 23 Aralık 2012 Ateşlenen fitne
    • 21 Aralık 2012 İsraille işbirliğine ilveler
    • 30 Ekim 2012 İslm ülkelerindeki dahil karışıklıklara karşı
    • 17 Ekim 2012 Terörle mücadelede stratejik hatalar
    • 1 Ağustos 2012 Ankara-Bağdat siyas krizi…
    • 24 Temmuz 2012 Asıl plan, Suriyenin Iraklaştırılması!
    • 10 Temmuz 2012 Denetim mekanizmalarını ıskat…
    • 19 Mayıs 2012 “Uludere faciası” üzerindeki sır perdesi…
    • 8 Mayıs 2012 Kaosa düşürecek asıl felket
    • 13 Kasım 2011 İki hizmet ve fedakrlık nişnesi; Tevfik ve Vasfiye İleri
    • 7 Kasım 2011 Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!
    • 30 Ekim 2011 İran ve Suriye saptırması…
    • 30 Ekim 2011 ABD’ye ses çıkarmayıp AB’yi suçlamak
    • 22 Ekim 2011 Çelişkili atraksiyonlar…
    • 22 Ekim 2011 Terörle mücadelede netice almak…
    • 24 Eylül 2011 Özerklik” demokrasi değil, tefrikayı getirir…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,399 µs