Kim bu adam, kimin emanetçisi?

Ticari mazisi 10 yıl bile değil. Babasından  kalan  bir kuruş bile  yok.
Eğitimsiz ve geçmişi meçhul
Buna rağmen bugün saray misali 12 ayrı otele sahip.
Bunlardan bazılarına tek başına yüzlerce milyon dolar değer
biçiliyor.
Hayır maden değil ki kazıp çıkarasın, otel  bu ve her biri kendini ancak 15 ila 20 yıl  arasında amorti edebilir.
Dolayısı ile birinden kazanıp ikincisini, üçüncüsünü almanın imkanı yok.
Realite bu iken adam boyuna otel üstüne otel alıyor.
Üstelik bunu, pek çok otel ve fabrika kapanırken yani küresel bir kriz yaşanırken  yapıyor.
Son olarak da Hırvatistan’da Rixos Libertaş Dubronik isimiyle yine şaheser bir otelin açılışını yaptı.
Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır!
Rixoss’un sahibi olan ya da öyle bilinen  Fettah Tamince’den.
Hani şu Başbakanımızın sürekli otelinde kaldığı adam.
Hani şu Cumhurbaşkanımız Gül’e yatını tahsis eden işadamı.
Bakın başarıyı alkışlarız ama böyle bir başarı hikayesi ancak filmlerde veya masallarda olur!
Bir insanın dolar basan matbaası olsa 10 yılda ancak bunlar yapılabilirdi!
Dolayısı ile Sayın Fettah Tamince’nin kamuoyuna bu seviyeye nasıl çıktığını  açıklama zorunluluğu vardır.
Eğer bize böyle bir açıklama gönderirse bunu seve seve
yayınlarız.
Yok bunu yapmayıp esrarengizliğini korursa doğru-yalan bir sürü spekülasyon ya da yakıştırma onu izleyecektir.
Öyle çünkü Başkent’de Tamince için  acaip mi acaip şeyler fısıldanıyor.
Birilerinin vekili harcı yani emanetcisi olmasından başka başka ilişkilere kadar türlü  dedikodular Ankara’yı sarmış durumda.
Tamam bunlar adı üstünde dedikodu ama yine de açıklık
gerekiyor.
İlginç olan husus aralarına yeni isim almakta pek nazlı olan İstanbul dükalığı baronlarının Tamince’yi hemen kucaklamalarıdır.
Düşünebiliyor musunuz Mustafa Koç gibi Aydın Doğan gibi Ferit Şahenk gibi Turgay Ciner gibi 90’lı yıllarda Başbakanların dış gezi davetlerini bile reddeden anlı-şanlı  patronlar Fettah için Hırvatistan yollarına düşebiliyorlar!
Yoksa yoksa bu işadamları kamuoyunun bilmediği bazı şeyler biliyor da bu ilgi onun için midir?
Evet  gösterilen o ilgi vekile yani Fettah’a değil de, asıl için midir?
Öyle ise kimdir bu asıl olan?
Fettah ile ilgili bu üçüncü yazım.
Sahi kimdir bu adam, bu değirmenin suyu nereden geliyor, bunun mutlaka açıklığa kavuşması gerekiyor.
Hayır ispatlanana kadar Tamince ile ilgili  olumsuz ya da kanunsuz zerre bir ima ve isnatta bulunmuyor tersine yasallığını ve  meşruiyetini elbette  onaylıyoruz ama yukarıda belirttiğimiz gibi izah edemediğimiz pek çok şey var..

6 MADDE İLE...
HSYK direnişi ile öğrendiklerimiz!
1) HSYK’nın malum direnişi öncesinde Türkiye’de yasama, yürütme, yargı diye üç ayrı erkin bulunduğunu zannediyorduk. 2) HSYK direnişi sonrasında Türkiye’nin tek bir erk tarafından yani yürütme (Tayyip Erdoğan) ile yönetildiğini öğrendik. 3) HSYK direnişi ile yargının hükümetin elinde dolaylı olarak esir olduğunu gördük. Hükümet ya da Adalet Bakanı istemeksizin hiçbir tayin ve atamanın yapılamayacağına tanık olduk. 4) HSYK direnişi ile bu kurumun aslında yargı bağımsızdır demek için sadece bir vitrin süsü olduğuna şahit olduk.5) HSYK direnişi ile Ergenekon gibi kimi hadiselerde güya yargı bağımsızlığını talep eden malum güruhun aslında asla samimi olmadığını görmüş olduk.
6) HSYK direnişi ile AKP’nin yargıyı da tamamen kontrol altına aldığına tanık olmuş olduk.

SANKİ KANKASI...
Yaşar Kemal’in Gül’ü!
Ne diyor Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?...! “Yaşar Kemal Bey’in Radikal Gazetesi’nde söyledikleri çözüme katkıdır”.... Evet barcı danışmanı Ahmet Sever’in Cumhurbaşkanı adına yaptığı açıklama aynen böyle...Gelin şimdi Cumhurbaşkanımızın katkı diye sunduğu Yaşar Kemal’ın söylediklerinden sadece ikisine kulak verelim.
1) Kürtler değerleri ve dilleri için direnir.
2) PKK’ya artık terörist demeyeceğim... Tam bu noktada soralım. Sayın Gül bu sözler midir çözüme katkı? PKK’yı terörist görmeyen ve öyle isimlendirmeyen yaklaşım mıdır çözüme  katkı..Abdullah Bey bu sözleri ile belki Yaşar Kemal veya onun gibilerin Gül’ü olabilir de bu milletin Gül’ü  olamaz... Abdullah Bey artık Turgut Özal’a benzeme saplantısını  aşmalıdır.. Özal’ın yaptığını yapayım derken baltayı hep taşa vuruyor..Yahu Özal 15-20 yıl öncesinde vardı ve o günün koşulları bağlamında sözler ederdi..

ŞEY YARIŞINDALAR...
Star-Taraf rekabeti!
Doğruya doğru Star gazetesinin genel yayın yönetmeni Mustafa Karaalioğlu düzgün ve kaliteli adamdır. Dahası iyi gazetecidir. Hal böyle iken Karaalioğlu ilginçtir Star’ı son dönemde yayın politikası bağlamında Taraf’la yarıştırıyor... İyi de Taraf gazetesi militan ya da marjinal bir gazetedir ve belli bir dönem için vardır. Yani gün gelecek Taraf misyonu bitince kepenkleri indirecek zira  işlevi bitince onu sübvanse edenler durduk yerde para vermez. Buna mukabil bir dönem benim de Ankara Temsilciliğini  yaptığım Star gazetesi ise dönemsellik iddiasında değildir. Hal bu iken Star son süreçte maalesef öyle bir görüntü veriyor ve AKP militanlığını Taraf’a kaptırmamak için adeta yırtınıyor. Son bir aylık Star’a bakın bu durumu net olarak görürsünüz.. Orgeneral Özkök haberi  son örnektir... Benim bildiğim  Karaalioğlu böyle davranmaz, yoksa yukarıdan bir buyruk mu var?