En Sıcak Konular

Cevher İLHAN
Yeni Asya

Cevher İLHAN
30 Ağustos 2015

Dayatılan, garip kapris seçim



Şehid cenâzelerinin peşpeşe geldiği vartada ülkede kan akarken Cumhurbaşkanı ve Başbakan hâlâ siyaset peşinde. Halka karşı partilere buluşma ve görüşme çağrısını yapan Başbakan, kurulacak “seçim hükûmeti” için parti merkezlerine değil, bizzat milletvekillerine kurye ile “bakanlık teklifi” atraksiyonunda ve algı operasyonunda.

Türkiye bir garip seçime itiliyor. Şimdiye kadar ki erken seçimler hep dört- beş yıllık yasama süresinin dolmadan üç yıllık sürenin sonunda yapıldı. Bundandır ki, seçimden sonra “yeniden seçim”i ortaya atan Cumhurbaşkanı bile “erken seçim” diyemiyor, garip bir biçimde “tekrar seçim” diyor.

“Tekrar seçim”, yoğun bir biçimde seçimlere hile karışması ve seçim sonuçlarını etkileyecek kapsamda ülkede seçimlerin yapılmaması üzerine yapılır. Böyle bir durum olmadığına ve başta iktidar partisi olmak üzere herhangi bir parti ve merci tarafından iddia edilmediğine göre, seçimlerin üzerinden üç ay geçmeden iki ay içinde âcilen seçimlerin tekrarlanmasının mantığı bulunmuyor.

Bir diğer garabet, dört yıllığına seçilen yeni Meclis’in 24 saat bile çalışmadan Cumhurbaşkanı’nca “feshedilmesi”. Milletvekillerinin 9 saat 42 dakika süren yeminle birlikte sadece 22 saat 23 dakika çalışmasıyla 25. dönemin sona ermiş olması.

Daha komisyonlar kurulmadan seçim sonrası milletvekili yemin töreni ile Meclis Başkanlığı ve RTÜK üyeliklerine seçimler için toplanan Meclis’in beş aydır tatilde olması. Temmuz ayı Bütçe Gerçekleşme Raporu’na göre, 31 Temmuz 2015 tarihi itibariyle; 786.4 milyon lira tutarındaki ödeneğin yüzde 55.7’isine denk gelen 425 milyon lirası sarfedilmiş.

Dahası, yeni seçilen milletvekillerinin 15 Temmuz’da üç aylık maaşlarını ilâve maaşla 55 bin lira olarak aldıktan sonra, 15 Ekim’de yeni üç aylık maaşlarını peşinen alıp seçime girecek olmaları…

MECLİS’E TAHAMMÜLSÜZLÜK!

Vakıa şu ki, seçimden yaklaşık bir ay sonra Erdoğan’ın Davutoğlu’na görev verilmesiyle 32 gün “istikşafi görüşmeler” denilip partilerin birbirlerini “keşfetmesi”yle oyalandıktan koalisyon kurulmaması ile harcanmış. Bu sürede “herhangi bir koalisyonun görüşülmediği” skandalının anamuhalefet genel başkanından sonra iktidar partisi genel başkanı Başbakan’ca da ikrar edildi.

Tesbit şu ki, Erdoğan’ın baştan beri dayattığı “koalisyon olmaması” ve ille de “tek parti iktidarı” diretmesinden. 7 Haziran seçimleri âdeta yok sayılıyor. Sandıktan çıkan onca koalisyon hükûmeti seçeneğine rağmen iki ay içinde apar topar seçime gidiliyor.

Gerçekten, niçin, seçilen Meclis çalıştırılmayıp bu tür ucubelere tevessül ediliyor? Bunun perde arkasına bakıldığında, Erdoğan’ın, AKP’nin 276’nın altına düştüğü her parlamenter aritmetiğini kendisi, partisi ve siyaset arkadaşları için “tehlikeli” olarak gördüğü anlaşılıyor.

Zira, AKP’nin azınlıkta kaldığı herhangi bir Meclis tablosunda, koalisyon kurulsa dahi, muhalefetin grupları serbest bırakması halinde başta 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları olmak üzere, “hırsızlık dosyaları”nın yargının önüne getirilmesinden korkuluyor.

Keza Sayıştay’ın engellenip Meclis’e gönderilmeyen devlet harcamalarına ve ihâleye fesat karıştırmalara dair denetim raporlarının Meclis’e taşınıp görüşülmesinden çekiniliyor.

Bunun içindir ki, dünyanın iktisadî krize sürüklendiği, 21. sıraya gerileyen ekonominin açık kriz sinyallerini verdiği, istihdamda herhangi bir ilerleme olmayıp işsizliğin resmen yüzde 11’lere ulaştığı kırılganlıkta; en vahimi terörün tırmandığı, bölgeye yeniden askerî birliklerin sevkedildiği, olağanüstü halin gündeme geldiği ortamda inadına seçim oldu bittisine başvuruluyor.

Hukuk tanımazlıklarla, antidemokratik emr-i vakilerle, çelişkili çarpıtmalarla, sırf siyasî ihtiraslar uğruna ülke kaosa duçar ediliyor. Meclis’in bir gün bile açık kalmasına tahammülü yok!

ÖRTÜLÜ TEHDİTLERLE…

Şu garabete bakınız ki, akıbetsiz “terörle mücadele” yöntemleri yeniden devreye sokuluyor. Büyük masraflarla, daha önce defalarca denenen ve dağın taşın bombalanmasının ötesinde hiçbir sonuç alınmayan “sınır ötesi harekâtlar”la kamuoyu oyalanıyor.

Şehid cenâzelerinin peşpeşe geldiği vartada ülkede kan akarken Cumhurbaşkanı ve Başbakan hâlâ siyaset peşinde. Halka karşı partilere buluşma ve görüşme çağrısını yapan Başbakan, kurulacak “seçim hükûmeti” için parti merkezlerine değil, bizzat milletvekillerine kurye ile “bakanlık teklifi” atraksiyonunda ve algı operasyonunda.

Gittikçe kitleleşen ve bölgeleşen terör örgütünün kırsaldan şehirlere indiği, kentlerin, kasabaların harap edilerek savaş alanına çevrildiği, ortalığın yıkılıp yakıldığı kargaşada, iktidar partisi, muhalefeti suçlama, halkın nezdinde politik rant sağlama manipülasyonunda.

Bu yüzden bütün bu garabetlere, skandallara ve kıyaklar neden başvuruluyor. Bir Bakan’ın, “Başkan seçilseydi kaos olmazdı” tehdidini savurmasıyla açıkça açığa çıktığı gibi, Cumhurbaşkanı, halka “İktidar partisini seçmediniz bu hale geldi!” örtülü tehdidini savuruyor.

Peki, 1 Kasım’daki seçimde de AKP tek başına iktidara gelmezse ne olacak? Bir defa daha mı “tekrar seçim”e gidilecek?

http://www.yeniasya.com.tr/cevher-ilhan/dayatilan-garip-kapris-secim_354106 



Bu yazı 1,138 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ocak 2016 Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin
    • 30 Ağustos 2015 Dayatılan, garip kapris seçim
    • 28 Eylül 2014 Stratejik derinlik BOP hesbına işliyor
    • 5 Temmuz 2014 Yönetmelikle GDOya izin!
    • 23 Aralık 2012 Ateşlenen fitne
    • 21 Aralık 2012 İsraille işbirliğine ilveler
    • 30 Ekim 2012 İslm ülkelerindeki dahil karışıklıklara karşı
    • 17 Ekim 2012 Terörle mücadelede stratejik hatalar
    • 1 Ağustos 2012 Ankara-Bağdat siyas krizi…
    • 24 Temmuz 2012 Asıl plan, Suriyenin Iraklaştırılması!
    • 10 Temmuz 2012 Denetim mekanizmalarını ıskat…
    • 19 Mayıs 2012 “Uludere faciası” üzerindeki sır perdesi…
    • 8 Mayıs 2012 Kaosa düşürecek asıl felket
    • 13 Kasım 2011 İki hizmet ve fedakrlık nişnesi; Tevfik ve Vasfiye İleri
    • 7 Kasım 2011 Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!
    • 30 Ekim 2011 İran ve Suriye saptırması…
    • 30 Ekim 2011 ABD’ye ses çıkarmayıp AB’yi suçlamak
    • 22 Ekim 2011 Çelişkili atraksiyonlar…
    • 22 Ekim 2011 Terörle mücadelede netice almak…
    • 24 Eylül 2011 Özerklik” demokrasi değil, tefrikayı getirir…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,452 µs