En Sıcak Konular

Cevher İLHAN
Yeni Asya

Cevher İLHAN
25 Ocak 2016

Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin



Bilindiği gibi, devlet/hükûmet adına MİT yöneticileriyle terör örgütü temsilcileri arasında yürütülen müzâkereler sonucunda Öcalan’ın AKP’ye “Türk tipi başkanlık” sözü verdiği, “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayip Bey’in başkanlığını destekleriz. AKP ile başkanlık ittifakına girebiliriz” cümleleriyle deşifre edilen 23 Mart 2013 “İmralı tutanakları”yla açığa çıkmıştı.

Bu “süreç”, Öcalan’ın “silâhlı mücadeleyi bırakıp yerini demokratik siyasetin alması temelinde PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyğ çağırma stratejik kararı”nın açıklandığı 28 Şubat 2015’teki “Dolmabahçe mutâbakatı”na kadar sürdü.

Ancak akabinde 17 Mart 2015’te HADEP Eşbaşkanı Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız!” çıkışı ve Erdoğan’ın -hükûmete rağmen- İmralı’nın önerdiği “izleme komitesi”ne karşı çıkıp on maddelik mutâbakatı toptan reddiyle “masayı devirmesi” üzerine rafa kaldırıldı.

5 Haziran kanlı Diyarbakır patlaması ve 1 Kasım seçimleri sonrası 20 Temmuz’da 31 kişinin can verdiği Suruç saldırısının ardından Ceylanpınar’da iki polisin evinde hunharca katledilmesi üzerine Kandil’in yeniden sınırötesi harekâtlarla bombalanmasıyla “ateşkes” fiilen sona erdirilirken, tırmanan terör ve çatışmalarla “çözüm süreci” büsbütün berhava edildi...

“TEFRİKA STRATEJİSİ”

Bu arada iktidar cânibinden açık ikrarlarla son üç-dört yılda “terör örgütüne kesinlikle ilişilmemesi”, güvenlik güçlerinin istediği yüzlerce operasyona izin verilmemesiyle silâh yığınağı yapan terör örgütü, kırsalda şehre indi, “kurtarılmış bölge”lerde “özyönetim/özerklik” ilân etti.

Düşülen vartada, iki aya yakındır sokağa çıkma yasağında, yüz binlerin göçe zorlandığı, şehirlerin boşaltıldığı, kepenk kapattırılan on bini aşkın esnafın iflâs ettiği, 100 bin çocuğun okula gidemediği, okullara roket mermilerinin düştüğü, şehitlerin geldiği, şiddet ve terörün kol gezdiği kargaşada birbirine kırdırma savaşı tetikleniyor.

Vahamet şu ki, “çözüm süreci” paravanında uzun süre bölgede silâh depolaması, güçlenip palazlanması seyredilen terör örgütünün Öcalan’ın mezkur “İmralı zabıtları”nda belirttiği “şehirlerde orta ölçekli şehir savaşları” devam ederken, iktidarın 180 derece çarkla bu kez generallerin yönettiği asker ve polisle, uzun namlulu silâhlarla, tanklarla - toplarla mahallelere girmesi ortasında, ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünde fay hattı kırıkları meydana getiriliyor.

O denli ki, daha bir sene önce terör örgütü temsilcileriyle “masa”ya oturulup müzâkere edilirken, “örgüt lideri” sıfatıyla “Öcalan’ın mektubu” ve mesajı Diyarbakır meydanında milyonlara okunurken, bugün “müzâkere şarları hazırlansın, kalıcı bir çözüm için barış yolları araştırılsın” ifâdelerinin yer aldığı “bildiri” “terör örgütünün propagandasını yapmak” iddiasıyla suçlanıp derdest ediliyor…

Özetle, “çözüm süreci”nde ifrattan tefrite savrulmalarla “Kürt sorunu” üzerinden bölünüp parçalanma fitne oyunu oynanıyor. 

İfsad şebekeleri güdümündeki global emperyal zâlimlerin, küresel hegemonya ve çıkarları hesâbına, “etnik iftiraklar” üzerinden “İslâmiyet nâm ve şerefini i’lâ (yüceltmek) için beş yüz bin kişi fedâ eden ve makam-ı hilâfete sadakatlerini isar ettikleri (akıttıkları) kanla bir kat daha teyid eden, inanç ve vatan birliğinde bin yıldır birlikte yaşayıp cihad eden” Kürtlerle Türkler arasındaki birlik bağlarını koparmayı hedefleyen “tefrika stratejisi”ne bahaneler üretiliyor. Karşılıklı yanlışlarla “duygusal kopuş”un alevlendirilmesiyle bölge halkı “fizikî kopuş”a sürükleniyor…

“İSLÂM VE OSMANLI MEVKEBİNDE BİR KEVKEB-İ MÜNEVVER”

Bediüzzaman’ın tesbitiyle, ülke “ittifaksızlıktan gelen zâfiyet ve kuvvetsizlik sebebiyle ecnebinin politikasına” mahkûm ediliyor. “Mâsumları himâye için cânilerin cinâyetlerinin kendilerine münhasır bırakılması” yerine, birbirini tetikleyen ve besleyen tahriklerle tefrikaya ortam oluşturuluyor.

Hulâsa “adem-i merkeziyet (merkezden kopuş), muhtariyet (özerklik), istiklâliyet (bağımsızlık), tavâif-i mülûk (ülkenin küçük devletçiklere parçalanması) temelleri atılmakla on üç asır evvel ölmüş asabiyet-i câhiliyeyi (ırkçılığı) ihya ile (diriltmekle) fitne ikaz ediliyor (uyandırılıyor.) “Hayat-ı içtimâiyeyi (toplum hayatını) tamamen zîr ü zeber eden zehirle hâriçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlanıyor.”

Yapılması gereken, Bediüzzaman’ın “vatandaşlarıma ve kardeşlerime” başlığı altında “Ey Asurîler ve Turaniler ve Kiyanîlerin cihangirlik zamanında pişdar, kahraman askerleri olan Türkler ve Kürler!” hitabıyla, “…bir câzibe-i umumî-i vatanî (vatanın bütünlüğü etrafında oluşan ortak çekim gücüyle) Kürt gibi bir kitle-i azîmi (büyük bir halkı) küre gibi tedvir ederek (dünya gibi çevirip idâre ederek), şems-i şevket-i İslâmiyenin (İslâmiyetin muhteşem güneşinin) ve Osmanlının mevkebinde (yörüngesinde, sisteminde, birlikteliğinde) bir kevkeb-i münevver (nurlu bir yıldız) gibi câzibesine ittiba ile (tâbi olmakla) muvâzene ve âheng-i umûmiyeyi (millî birlik ve bütünlüğü) muhâfaza etmektir.” 

(Emirdağ Lâhikası, 534; Tarihçe-i Hayat, 320; Eski Said Dönemi Eserleri, 108, 183-184 69, 161)

http://www.yeniasya.com.tr/cevher-ilhan/tefrika-ve-fitne-oyununa-gelinmesin_381087 



Bu yazı 1,964 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Ocak 2016 Tefrika ve fitne oyununa gelinmesin
    • 30 Ağustos 2015 Dayatılan, garip kapris seçim
    • 28 Eylül 2014 Stratejik derinlik BOP hesbına işliyor
    • 5 Temmuz 2014 Yönetmelikle GDOya izin!
    • 23 Aralık 2012 Ateşlenen fitne
    • 21 Aralık 2012 İsraille işbirliğine ilveler
    • 30 Ekim 2012 İslm ülkelerindeki dahil karışıklıklara karşı
    • 17 Ekim 2012 Terörle mücadelede stratejik hatalar
    • 1 Ağustos 2012 Ankara-Bağdat siyas krizi…
    • 24 Temmuz 2012 Asıl plan, Suriyenin Iraklaştırılması!
    • 10 Temmuz 2012 Denetim mekanizmalarını ıskat…
    • 19 Mayıs 2012 “Uludere faciası” üzerindeki sır perdesi…
    • 8 Mayıs 2012 Kaosa düşürecek asıl felket
    • 13 Kasım 2011 İki hizmet ve fedakrlık nişnesi; Tevfik ve Vasfiye İleri
    • 7 Kasım 2011 Türkiye, “Suriye savaşının üssü”!
    • 30 Ekim 2011 İran ve Suriye saptırması…
    • 30 Ekim 2011 ABD’ye ses çıkarmayıp AB’yi suçlamak
    • 22 Ekim 2011 Çelişkili atraksiyonlar…
    • 22 Ekim 2011 Terörle mücadelede netice almak…
    • 24 Eylül 2011 Özerklik” demokrasi değil, tefrikayı getirir…

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,563 µs