Bilindiği gibi, devlet/hükûmet adına MİT yöneticileriyle terör örgütü temsilcileri arasında yürütülen müzâkereler sonucunda Öcalanın AKPye Türk tipi başkanlık sözü verdiği, Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayip Beyin başkanlığını destekleriz. AKP ile başkanlık ittifakına girebiliriz cümleleriyle deşifre edilen 23 Mart 2013 İmralı tutanaklarıyla açığa çıkmıştı.
Bu süreç, Öcalanın silâhlı mücadeleyi bırakıp yerini demokratik siyasetin alması temelinde PKKyı bahar aylarında olağanüstü kongreyğ çağırma stratejik kararının açıklandığı 28 Şubat 2015teki Dolmabahçe mutâbakatına kadar sürdü.
Ancak akabinde 17 Mart 2015te HADEP Eşbaşkanı Demirtaşın Seni başkan yaptırmayacağız! çıkışı ve Erdoğanın -hükûmete rağmen- İmralının önerdiği izleme komitesine karşı çıkıp on maddelik mutâbakatı toptan reddiyle masayı devirmesi üzerine rafa kaldırıldı.
5 Haziran kanlı Diyarbakır patlaması ve 1 Kasım seçimleri sonrası 20 Temmuzda 31 kişinin can verdiği Suruç saldırısının ardından Ceylanpınarda iki polisin evinde hunharca katledilmesi üzerine Kandilin yeniden sınırötesi harekâtlarla bombalanmasıyla ateşkes fiilen sona erdirilirken, tırmanan terör ve çatışmalarla çözüm süreci büsbütün berhava edildi...
TEFRİKA STRATEJİSİ
Bu arada iktidar cânibinden açık ikrarlarla son üç-dört yılda terör örgütüne kesinlikle ilişilmemesi, güvenlik güçlerinin istediği yüzlerce operasyona izin verilmemesiyle silâh yığınağı yapan terör örgütü, kırsalda şehre indi, kurtarılmış bölgelerde özyönetim/özerklik ilân etti.
Düşülen vartada, iki aya yakındır sokağa çıkma yasağında, yüz binlerin göçe zorlandığı, şehirlerin boşaltıldığı, kepenk kapattırılan on bini aşkın esnafın iflâs ettiği, 100 bin çocuğun okula gidemediği, okullara roket mermilerinin düştüğü, şehitlerin geldiği, şiddet ve terörün kol gezdiği kargaşada birbirine kırdırma savaşı tetikleniyor.
Vahamet şu ki, çözüm süreci paravanında uzun süre bölgede silâh depolaması, güçlenip palazlanması seyredilen terör örgütünün Öcalanın mezkur İmralı zabıtlarında belirttiği şehirlerde orta ölçekli şehir savaşları devam ederken, iktidarın 180 derece çarkla bu kez generallerin yönettiği asker ve polisle, uzun namlulu silâhlarla, tanklarla - toplarla mahallelere girmesi ortasında, ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünde fay hattı kırıkları meydana getiriliyor.
O denli ki, daha bir sene önce terör örgütü temsilcileriyle masaya oturulup müzâkere edilirken, örgüt lideri sıfatıyla Öcalanın mektubu ve mesajı Diyarbakır meydanında milyonlara okunurken, bugün müzâkere şarları hazırlansın, kalıcı bir çözüm için barış yolları araştırılsın ifâdelerinin yer aldığı bildiri terör örgütünün propagandasını yapmak iddiasıyla suçlanıp derdest ediliyor
Özetle, çözüm sürecinde ifrattan tefrite savrulmalarla Kürt sorunu üzerinden bölünüp parçalanma fitne oyunu oynanıyor.
İfsad şebekeleri güdümündeki global emperyal zâlimlerin, küresel hegemonya ve çıkarları hesâbına, etnik iftiraklar üzerinden İslâmiyet nâm ve şerefini ilâ (yüceltmek) için beş yüz bin kişi fedâ eden ve makam-ı hilâfete sadakatlerini isar ettikleri (akıttıkları) kanla bir kat daha teyid eden, inanç ve vatan birliğinde bin yıldır birlikte yaşayıp cihad eden Kürtlerle Türkler arasındaki birlik bağlarını koparmayı hedefleyen tefrika stratejisine bahaneler üretiliyor. Karşılıklı yanlışlarla duygusal kopuşun alevlendirilmesiyle bölge halkı fizikî kopuşa sürükleniyor
İSLÂM VE OSMANLI MEVKEBİNDE BİR KEVKEB-İ MÜNEVVER
Bediüzzamanın tesbitiyle, ülke ittifaksızlıktan gelen zâfiyet ve kuvvetsizlik sebebiyle ecnebinin politikasına mahkûm ediliyor. Mâsumları himâye için cânilerin cinâyetlerinin kendilerine münhasır bırakılması yerine, birbirini tetikleyen ve besleyen tahriklerle tefrikaya ortam oluşturuluyor.
Hulâsa adem-i merkeziyet (merkezden kopuş), muhtariyet (özerklik), istiklâliyet (bağımsızlık), tavâif-i mülûk (ülkenin küçük devletçiklere parçalanması) temelleri atılmakla on üç asır evvel ölmüş asabiyet-i câhiliyeyi (ırkçılığı) ihya ile (diriltmekle) fitne ikaz ediliyor (uyandırılıyor.) Hayat-ı içtimâiyeyi (toplum hayatını) tamamen zîr ü zeber eden zehirle hâriçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlanıyor.
Yapılması gereken, Bediüzzamanın vatandaşlarıma ve kardeşlerime başlığı altında Ey Asurîler ve Turaniler ve Kiyanîlerin cihangirlik zamanında pişdar, kahraman askerleri olan Türkler ve Kürler! hitabıyla,
bir câzibe-i umumî-i vatanî (vatanın bütünlüğü etrafında oluşan ortak çekim gücüyle) Kürt gibi bir kitle-i azîmi (büyük bir halkı) küre gibi tedvir ederek (dünya gibi çevirip idâre ederek), şems-i şevket-i İslâmiyenin (İslâmiyetin muhteşem güneşinin) ve Osmanlının mevkebinde (yörüngesinde, sisteminde, birlikteliğinde) bir kevkeb-i münevver (nurlu bir yıldız) gibi câzibesine ittiba ile (tâbi olmakla) muvâzene ve âheng-i umûmiyeyi (millî birlik ve bütünlüğü) muhâfaza etmektir.
(Emirdağ Lâhikası, 534; Tarihçe-i Hayat, 320; Eski Said Dönemi Eserleri, 108, 183-184 69, 161)
http://www.yeniasya.com.tr/cevher-ilhan/tefrika-ve-fitne-oyununa-gelinmesin_381087
Yorumlar
+ Yorum Ekle